2023-2024 Eğitim Öğretim Yılının başlamasına sayılı günler kala, tatilini bitiren öğrenciler için uzmanlardan ailelere çocuklara örnek olun uyarısı geldi. Çocukların son zamanlarda dijital dünyaya yoğunluk verdiklerini belirten Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, “Anne ve babaların özellikle ilkokula başlayan çocuklara rol model olmaları gerekiyor” dedi.
2023-2024 Eğitim Öğretim Yılının ilk ders zili 11 Eylül’de çalacak. Okul öncesi ve ilkokul 1. sınıfa başlayacak çocukların uyum eğitimi ise 4-8 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek. Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, tatil döneminin sona ermesiyle birlikte anne ve babalara çocuklara rol model olması gerektiğini hatırlattı. Okula ilk adım atacak çocukların ailelerine eğitim hayatın parçası olduğunun altını çizen Özcan Aladağ, “Anaokuluna başlayan öğrenciler için anaokulu demek bir ayrılık dönemi. Uzun süredir ailesiyle, annesiyle, babasıyla birlikte kalan çocukların anaokuluna demek ayrılık anlamına geliyor. Bu süreçte anne ve babaların çocuklarını sürece dahil etmeleri gerekiyor. Okul alışverişleri yapılırken, yemek, servis planlaması yapılırken anne ve babaların çocuklarını bu sürece dahil etmeleri gerekiyor. Anne ve babalar, anaokulunu bir öcü gibi göstermekten kaçınmalı. Çünkü okul bir eğitimdir, bir parçadır, hayatın en önemli yapısıdır. Bu nedenle anne ve babaların okulu çocukların kafasında normalleştirmeleri gerekiyor” dedi.
“Özellikle ilkokula başlayan çocuklara rol model olmaları gerekiyor”
Anne ve babaların çocuklarına rol model olmaları konusuna dikkat çeken Özcan Aladağ, “İlkokula başlayan çocuklar için ise artık bir öğrenme, becerilerinin geliştiği bir dönem olarak söyleyebiliriz. Burada bir öğrenme merakı başlar ve bu öğrenme merakının çok iyi sevk edilmesi, yönlendirilmesi gerekiyor. Tabii anne ve babalar da özellikle ilkokula başlayan çocuklara rol model olmaları gerekiyor. Çünkü artık o çocuklar o dönemlerde anne ve babalarını dikkate alacaklardır. Onları gözleyecekler ve bu sayede davranışları değiştireceklerdir. Tabii tatil dönemi bitiyor artık. Tatilde öğrenciler çok fazla uyudular, çok fazla gezdiler ve dijital dünyaya çok fazla zaman ayırdılar. Araştırmalar şunu gösteriyor çocuklardaki ve gençlerdeki tavır ve davranışların değişimleri yetişkinlere göre daha kolay oluyor. Bu nedenle gençlerin ve çocukların okul hayatına, yaz tatilinden sonra uyum sağlamaları kolay olacaktır. Ama bunu zorlaştırmadan kolaylaştırabiliriz öğrenciler adına” şeklinde konuştu.
“Kalabalıktalar ama yalnızlık içinde olduğunu söyleyebiliriz”
Gelişen teknoloji ile çocukların son dönemlerde dijital dünyaya yoğunluk olarak ilgi gösterdiklerinin altını çizen Aladağ, aile bireylerini çocuklara örnek olmaları konusunda uyararak, “Dijital dünya dediğimiz zaman çok önemli bir dönem artık. Eskiden anne ve babalar çocuklarını eve girmeleri için zorlarlardı. Özellikle 50 yaş grubuna baktığımızda bunların çocukları çocukluk dönemlerinde kesinlikle onlarda eve girmek önemli bir problemdi. Anne ve babalar bu konuda baskı yaparlardı. Ama bugünün çocuklarına, gençlerine baktığımız zaman pandeminin de etkisiyle artık çocuklar evde zaman geçirmekten mutlu oluyorlar ve odalarında dijital dünyada baş başa kalıyorlar. Kalabalıktalar ama yalnızlık içinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle dijital dünyanın kontrollü bir şekilde kullanılması gerekiyor. Tabii yine burada anne ve babaların örnek olmaları gerekiyor. Ailede her birey telefonu tableti alıp evde kendi odasında takıldığı zaman doğal olarak çocuklara da boş bir zaman kalıyor, çocuklar da o boşluğu dijital dünyayla değerlendiriyor” ifadelerini kullandı.
“Dijital dünyayla, online eğitimlerle tam anlamıyla sınava hazırlık olmaz”
Dönem içerisinde sınava girecek öğrencilere seslenen Rehberlik Uzmanı Aladağ, “Sınava hazırlık yapan önümüzdeki yıl LGS’ye ve YKS’ye girecek öğrencilerimiz var. Bunlar için de yaz dönemi birazcık yoğun geçti hazırlık yaptılar. Kurslara gittiler bundan destek aldılar ama burada şunu hemen uyarmak istiyoruz. Dijital dünyayla, online eğitimlerle, farklı platformlarla tam anlamıyla sınava hazırlık olmaz. Kesinlikle öğrenciler okullara, kurslara devam edecekler, yüz yüze eğitimin bütün nimetlerinden faydalanacaklar. Çünkü ekran insanları uyuşturmakta, ekran insanları kandırmakta. Bu nedenle 8’inci sınıf ve 12’inci sınıf öğrencilerimizin okullara, kurslara devam ederek sınav sürecini desteklemek zorunda olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.