YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç, “Vakıf esaslı çalışan, yani verme esaslı çalışan, düzeneğini ona göre oluşturan kurumlarımız var. Bir taraftan da Cumhurbaşkanımızı bu ifadeye sevk eden, vergisiz kazanç yolu olarak görenler de var. Burada asıl rencide olanlar işlerini çok doğru yapan, ülkenin kalkınması yolunda büyük katkılar sağlayan vakıf üniversiteleridir. Onlar da çürük elmalar yüzünden aynı potada değerlendirilmekten çok rahatsızlar” dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı M. A. Yekta Saraç, YÖK Binasında yaptığı basın açıklamasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Vakıf Üniversiteleri’yle ilgili yaptığı açıklama hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen 2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde Vakıf Üniversiteleri hakkında, “Vakıf üniversiteleri vakıf olmaktan çıkmışlar, adı vakıf ama tamamen ticari çalışıyorlar” ifadelerini kullanmıştı. Saraç, konuyla ilgili “Aslında sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi, milletimiz tarafından yapılan bir tespitin en üst düzeyde bir uyarı şeklinde tekrarlanmasıydı. Ben ilgili kurumların bu uyarıyı dikkate alacağını düşünüyorum. Elbette, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi vakıf esaslı çalışan, yani verme esaslı çalışan, düzeneğini ona göre oluşturan kurumlarımız var. Bir taraftan da Cumhurbaşkanımızı bu ifadeye sevk eden, vergisiz kazanç yolu olarak görenler de var. Bunlar yok dersek, gerçeklik aleminden yok olmuyorlar. Bunlar varlar. Her yıl Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nun yapmış olduğu denetlemelerde ve raporlarda gerçekten çok büyük rakamlarda kaynak aktarımı yapıldığı tespit ediliyor. Biz bunların üniversitelere tekrar döndürülmesi için çalışıyoruz. Biz istiyoruz ki; Yükseköğretim, bütün mesaisini, bütün fikri, zihni mesaisini kalitenin yükseltilmesi için harcasın. Fakat bazı vakıf üniversitelerimizde bu açıklamaya sebep olan bir vak’anın da olduğunu ifade edelim. Burada asıl rencide olanlar işlerini çok doğru yapan, ülkenin kalkınması yolunda büyük katkılar sağlayan vakıf üniversiteleridir. Onlar da çürük elmalar yüzünden aynı potada değerlendirilmekten çok rahatsızlar. Halbuki bazı vakıf üniversitelerimiz hem yurt içinde hem yurt dışında Türkiye’nin medarı iftiharı. Fakat bu kötü örnekler toplumda vakıf üniversitelerin tamamına yönelik olmak üzere ciddi, olumsuz bir algı oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
“Vakıf üniversitelerinin AR-GE bütçesinin toplam öğrenci gelirinin en az yüzde 1 olması gerektiğini şart koştuk”
Birkaç gün içerisinde vakıf üniversitelerine araştırma, geliştirme konusunda hangi kalemlerin dikkate alınacağına dair bir yazı göndereceklerini söyleyen Saraç, konu hakkında performans gösteremeyen kurumların da kontenjan artış taleplerinin dikkate alınmayacağının altını çizdi. Saraç, “Biz geçtiğimiz günlerde bir AR-GE’yle, Cumhurbaşkanımızın da üniversitelerin çok isabetli bir şekilde, üniversitelerin araştırma geliştirme faaliyetlerine de vakıf üniversitelerinin artık yönelmesi hususundaki yönlendirmesi çok isabetli. Biz de bu istikamette vakıf üniversitelerinin AR-GE bütçesinin toplam öğrenci gelirinin en az yüzde 1’i kadar olması gerektiğini şart koştuk. Kamuoyunun vakıf üniversitesiyle ilgili olumsuz bir kanaate sahip olmasına yol açan, haksız rekabete de yol açan, reklam harcamalarına da yönelik bir karar aldık. Biz önümüzdeki dönemde ’11. Kalkınma Planı’ndaki yönlendirmeler istikametinde bütün devlet ve vakıf üniversitelerimizin daha fazla AR-GE’ye yönelmesini isteyeceğiz. Vakıf üniversitelerine de yönelik olmak üzere ciddi bir şekilde, hem nitelik ve kalite hem de AR-GE’ye ne kadar bütçe ayırdıklarını takip edeceğiz. Bu tabii ki izleme ve kamuoyuyla paylaşma şeklinde olmayacak. Vakıf üniversiteleri için söylüyoruz; Araştırma, geliştirme ve öğretim üyesi yetiştirme performanslarıyla onların kontenjan taleplerini değerlendireceğimizi ifade etmek isteriz. Araştırma, geliştirme ve öğretim üyesi yetiştirme konusunda herhangi bir performansı olmayan, gayret göstermeyen üniversitelerimizin kontenjan artış taleplerinin değerlendirmeye alınmayacağı bir sistem getireceğiz. Bu bir, iki gün içerisinde vakıf üniversitelerimize araştırma, geliştirme kapsamında hangi kalemlerin dikkate alınacağı, hangilerinin kabul edilebileceğine dair bir yazı göndereceğiz. Olağan değerlendirme ve denetleme süreçlerini de bu istikamette yapacağız” şeklinde konuştu.
“Hiçbir olumsuzluğu halının altına süpürmeyeceğiz”
Saraç, vakıf üniversitelerine ait raporlarda iyileştirme olduğunu vurgulayarak, “2 yıl önce vakıf üniversiteleriyle ilgili raporla bu yıl ortaya koyduğumuz rapor arasında ciddi bir iyileşme söz konusu. Bu iyileştirmeyi sağlayan YÖK’ün şeffaflık politikasıdır. Biz ne olup ne bittiğini toplumla paylaşmak zorundayız. Hiçbir olumsuzluğu halının altına süpürmeyeceğiz. Bu da son yıllarda takip ettiğimiz politika ile bu beyanımızı ortaya koyuyor” diye konuştu.