Yargıtay’dan baret kararı

Tam 7 senedir çalıştığı maden şirketinde hakkında ‘baret takmıyor’ tutanağı tutulduktan hemen sonra kovulan işçi, yargıya başvurdu. İş Mahkemesi, ‘İşveren 7 senedir neredeydi’ derken Yargıtay, baret takmayan işçinin tazminatsız kovulmasının önünü açtı.

Yargıtay’dan baret kararı

Tam 7 senedir çalıştığı maden şirketinde hakkında ‘baret takmıyor’ tutanağı tutulduktan hemen sonra kovulan işçi, yargıya başvurdu. İş Mahkemesi, ‘İşveren 7 senedir neredeydi’ derken Yargıtay, baret takmayan işçinin tazminatsız kovulmasının önünü açtı.

Özel bir maden şirketinde 7 senedir çalışan işçi, iddiaya göre baret takmayarak iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle tazminatsız kovuldu. 3. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan davacı, iş akdinin haksız ve tek taraflı olarak sonlandırıldığını, iş akdinin feshinden sonra çalışmasının karşılığı olan kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti. Davalı işveren; davacının çalışma hayatı boyunca çok sayıda hata yaptığını, disiplin kurallarına uymadığını, bu hataları sebebiyle hakkında tutanaklar tutulduğunu, savunmasının istendiğini ve disiplin cezası verildiğini, iş güvenliğini tehlikeye sokmak fiilinin cezayı gerektiren haller arasında olduğunu savundu. Davacı işçinin sara hastalığı sebebiyle baş ağrısına sebep olduğu gerekçesiyle baret takmadığına dikkat Mahkeme; davacının baretin baş ağrısına sebep olması sebebiyle takmadığını bildirdiğine, baret takmamanın işyeri güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, fakat davalı tarafın 7 yıl 10 ay 17 gün çalışan davacı için fesihten birkaç gün önce tutanak düzenlemeye başladığına vurgu yaptı. Davacıdaki bu hastalık dikkate alınarak başka bir tehlikesiz bölümünde çalıştırılma imkanı araştırılmadan işten çıkarıldığı, feshin haklı sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verdi. Kararı davalı şirket temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

Yargıtay kararında; işverenin, özen borcu kapsamında işçiyi her türlü tehlikeden korumakla mükellef olduğunu, işçinin de sadakat borcu kapsamında kendisini, işvereni, iş yerini ve işyerinde çalışan diğer işçileri korumakla sorumlu olduğu vurgulandı. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 417/II. Maddesinde, ‘işveren iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür’ hükmünün aldığı hatırlatıldı. Çalışanların da işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda işyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek konusunda sorumlulukları olduğu dile getirildi. Kararda şöyle denildi: “Dosya içeriği, işverence tutulan tutanaklar ve tanık beyanlarına göre davacının davalı işyerinde değirmen katında çalıştığı, İş güvenliği talimat ve tutanağına göre işyerinde baret takmanın gerekli olduğu, davacının baret takmadığı anlaşılmıştır. Davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesi İş Kanunu’nun 25/II-(ı) maddesi uyarınca süresi içinde derhal sona erdirilmiştir. Buna göre davalının iş sözleşmesini haklı nedenle fesh ettiğinin kabulü ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulü hatalıdır. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER