Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü (DKT) pandemi döneminde dil ve konuşma bozukluğu olan bireylere teleterapi uygulamaları vermeye başladı.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Anadolu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. İlknur Maviş, Mart 2020’de gerçekleşen pandemi dolayısıyla üniversitelerin uzaktan eğitime geçtiğini hatırlatarak, "Bu sebeple Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİLKOM) Müdürlüğü, terapileri yüz yüze sürmekte olan vakalarını güvenli bir tarihe kadar bekletme kararı aldı. 2020-2021 Eğitim ve Öğretim yılının ilk dönemi için de üniversitemiz çevrim içi bir dönem öngörünce, öğrencilerimizin klinik uygulamalar açısından mağduriyetleri önlenemez bir duruma geldi. Dolayısıyla, üniversitemizin tekrar uzaktan eğitimi ilan ettiği güz dönemi itibarıyla öğrencilerinin mağduriyetlerini önlemek için bölümümüz teleterapi yöntemi ile klinik uygulamaları yürütme kararı aldı. Teleterapi tüm dünyada ve Türkiye’de, özellikle pandemi döneminde, dil ve konuşma terapistleri tarafından bireysel olarak kullanıldı ama Türkiye’de DKT lisans bölümlerinin klinik uygulama dersleri kapsamında hiç denenmedi. Dolayısıyla DKT öğrencilerinin de terapi süreci hakkında bilgileri yetersiz kaldı. Bu sebeple teleterapi uygulamasını başlatmak amacı ile öncelikle DİLKOM Yönetim Kurulu, DİLKOM Müdürü Prof. Dr. Atila Cavkaytar ile toplandı ve teleterapinin altı aydır bekleme listesinde olan vakalar ile devam etmesinin uygun olacağı karara bağlandı. DİLKOM’daki vakalar tek tek arandı, teleterapiye katılma uygunlukları soruldu ve istekli olanların DİLKOM web sayfasında sunulan onam formunu onaylamaları istendi. Vakalar da bu kararı memnuniyetle karşıladı.” dedi
“Öğrenciler için de uygulamalı bir alan açtık”
Vakaların aldığı hizmetin yanı sıra, Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü öğrencileri için de uygulamalı bir alan açtıklarını dile getiren Prof. Dr. Maviş, “Pandemi sürecinde bölüm başkanlığı tarafından alınan kararla son sınıf DKT öğrencilerine ‘Teleterapi öğrenme ve deneyimleme süreci’ ile ilgili 28 Eylül- 2 Ekim tarihlerinde beş gün boyunca akşam saatlerinde Zoom seansları ile seminerler düzenlendi. Seminerleri veren mezun DKT’ler pandemi sürecinde vakalarına uyguladıkları tele terapileri ve deneyimlerini anlatarak öğrenci sorularını yanıtladı. 5 Ekim-16 Ekim arasındaki iki haftada ise yine her akşam bölümümüz araştırma görevlileri Zoom üzerinden kabul eden vakalara ‘model terapiler’ uyguladı. Böylece, öğrenciler her akşam 2 vakada teleterapiyi izleyip, vaka seanstan ayrılınca hocalarına uyguladıkları terapiler hakkında sorularını sordu. Öğrencilerin oryantasyon süreci üç hafta dolu dolu geçtikten sonra DİLKOM’daki vakalar tekrar aranarak boş vakitleri saptandı ve 26 Ekim’de 4. sınıf öğrencilerimiz teleterapi uygulamalarına başladı.” dedi.
Teleterapiler’in ne olduğu ve nasıl gerçekleştiği hakkında da bilgi veren Prof. Dr. İlknur Maviş, “Teleterapiler, dil ve konuşma terapistlerinin danışanlara telekonferans sistemleri aracılığı ile değerlendirme, danışmanlık ya da terapi hizmeti sunmasıdır. Bu hizmet sunum yöntemi danışanla senkronize (eşzamanlı) ya da asenkronize (depola-ilet) şekilde kullanılabilir. Teleterapi klinikler ya da hastaneler gibi ‘yerinde’ sunulan hizmetler mümkün olmadığında önemli bir alternatiftir. Bizim düzenlediğimiz teleterapilerde konuşma sesi bozuklukları, dil bozuklukları, kekemelik ve ses bozuklukları olmak üzere 4 bozukluk alanında düzenlendi. Şu anda öğrencilerimiz üç haftadır, terapileri bilgisayar üzerinden çevrim içi olarak DİLKOM’da bekleyen 136 vakanın uygunluk gösteren 93’üne uyguluyor. 93 vakanın 35’i kekemelik, 29’u konuşma sesi bozukluğu, 11’i ses bozukluğu ve 18’i de gelişimsel dil bozukluğu yaşayan çocuk veya yetişkin vakalardı. Teleterapi ile evlerine ulaşarak kendilerine ya da çocuklarına terapi sağladığımız bireyler/aileler evlerinde otururken aldıkları bu terapiden memnun kaldıklarını belirtiyorlar; çünkü geçirdiğimiz pandemi sürecinde dışarıya çıkma veya toplu taşıt kullanmak zorunda kalmıyorlar. Bu süreç, DKT öğrencilerinin klinik deneyim yaşamalarına bir kolaylık sağlarken aslında topluma hizmet kısmını gerçekleştirmesinden dolayı da öncüldür. Şu an oluşturduğumuz bu uygulama ileride, konuşma terapisinin bir seçenek olamadığı uzak veya kırsal alanlardaki bireylere ulaşmaya yardımcı olmasının önünü açtığı için de heyecan verici ve yenilikçi bir hizmet sunumudur.” ifadelerini kullandı.