Son zamanlarda hepimiz Covid- 19 (Corona) virüsü nedeniyle pandemi sonucunda işlerimizden ve sosyal hayatımızdan uzaklaşarak evlerimizde vakit geçirmeye başladık. Ancak evde kalmanın kim demiş tehlikeli olmadığını. Evde kalmak aslında çok daha tehlikeli. Soluksuz çalıştığımız işlerimizden, zorunlu sosyal çevre ve ilişkilerimizden uzaklaşıp evde kaldığımızda yapabileceğimiz fiyatı çok ucuz hatta bedava; bedeli ise çok ağır yegane uğraşlardan biri düşünmek. Ancak bu tehlike; yeniliğe açık olmayan, mevcut sistemin her türlü kaymağını yiyen, gücü elinde tutanlar için söz konusu. Çünkü sistem bir kez eleştirilmeye başlandı mı çatlak alabildiğine büyür.
Peki bu düşüncelerin ifade edilmeye başlandığında ne kadar tehlikeli görülebileceğini düşündünüz mü hiç? Her şey üzerine düşündük, doğru. Ancak her şey üzerine düşünülebilecek her şey bazıları tarafından tehlikeli görülecek bunu düşündünüz mü peki? Zira düşüncelerin kitlelere erişimi itinayla sınırlandırılmıştır. Çünkü mevcut sistem sınırlı düşünmeye izin veriyor sadece her şey üzerine düşünmemeni istiyor senden, hadi bir anlık gafletle bazı şeyler dışındakilerini de düşündün ifade etmemeni istiyor bu kez senden kibarca. Ölümü gösterip sıtmaya razı etme kibarlığı bu. Cezaevi ihtimalini değerlendiren bireyin, linç girişimleri ile karşılaşmış veya lekelenmeme hakkı ihlal edilmiş çok da umrunda olmayacaktır ve bu kibarlığa nezaket gösterecektir. Her zaman böyleydi çünkü. Ama her zaman her varoluşun bir dönüm noktası vardır. Siyasilerin de son zamanlarda dediği gibi Coronanın bir dönüm noktası olacağına ve bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına siyasilerden farklı olarak en azından düşünsel anlamda bazı şeylerin değişeceği noktasında katılıyor ve umut ediyorum ben de. Zira her zaman böyle diye her zaman böyle devam edeceğini düşündüren nedir anlamak mümkün değil? Sevgili okuyucu aslında bireysel olarak abidik gubidik suçlamalarla karşılaşmaman için ileri hukuk seviyesine sahip hukuk devletleri tarafından üretilmiş bir insan hakkı da var lekelenmeme hakkı. Böyle bir hakkının olduğunu istersen uygulatabileceğini biliyor muydun? Suç şüphesi altında bulunan şüphelinin soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplumsal saygınlığı, şeref, onur ve saygınlığının haksız ve gereksiz yere zarar görmemesi için gerekli bir haktır bu. Düşün bu hakkının üzerine şimdi.
Ben de son zamanlarda basını ve toplumu izlerken endişelenmekten kendimi alamıyorum aslında. Hiç bugün olduğu kadar; ailemi, mesleğimi, temsil ettiğim kişileri, sosyal çevremi kısaca beni ilgilendiren sıradan, her hangi birşeylerin düşüncelerini ifade etmekten bugün olduğu kadar endişelenmemiştim. Değer yargıları, aile yapısı, meslek ve kurallarını, kimlerle görüşebileceğini ya da görüşmemen gerekenleri, sosyal çevrenin tamamını, düşünmen ve düşünmemen gerekenler üzerine bir kılavuz var ve kesinlikle kılavuzun dışına çıkılması yasaklanmış sistem tarafından bir şekilde. Acaba beni doğrudan ilgilendiren konular hakkında düşüncelerimi ifade edersem doğrudan benimle ilgili olan bu düşüncelerim başkalarının hoşuna gitmiyor diye kanunda yeri olmayan suçlamalarla karşılaşır mıyım diye ben de endişelenmiştim başında? Bana ait olan beynimin içi, özgün düşüncelerim, yaşamım, hayatım, her şeyim, sırf diğerlerinden, ayrıcalıklı azınlığın düşüncelerini sanki kendi düşünceleri de öyleymiş gibi kandırılmış çoğunluğunkinden farklı diye masum düşüncelerim, kişiliğim mahkum edilir mi diye düşünmüştüm?
Ancak Corona virüsü nedeniyle evde kaldığımız şu günlerde umuyorum ki herkes kendi içine dönmüştür. Çünkü gerçekten de korkuyoruz; konuşmaktan, düşünmekten, farklı olmaktan korkuyoruz. O kadar korkuyoruz ki aslında farklı olmadığımızı benzer olduğumuzu kaçırıyoruz ifade edemediğimizden. Kaybedeceğimiz o kadar çok şey var ki asıl olanı kaybettiğimizin kendi yaşamımızdan vazgeçtiğimizin farkında bile olamıyoruz.
Ve şuan ülkemizin son durumu haksız suçlamalar ve haksız suçlamalara rağmen işaretlenmiş hayatların linç girişimleri ve lekelenmeme hakkı ihlalleri ciddi anlamda endişelendiriyor beni. Ancak yine de o kadar da uzun boylu değil demek istiyorum. Saygı duysam da benden farklı olana, neyi seveceğime ve sevmeyeceğime, ne istediğime, neyi düşüneceğime ancak ben karar veririm ben. Beni ben yapan benim düşüncelerim ve yaptıklarımdır.
Yaşasak bi türlü ölsek bi türlü adaletsiz ülkem benim hicran hanim tebrik ederim cok guzel yureginize saglik
TEŞEKKÜR EDERİM.