AB Koordinasyon Direktörü Claus Neukirch’den "Türkiye" vurgusu

AB Koordinasyon Direktörü Claus Neukirch, “Türkiye, Avrupa ülkeleri içerisinde de en fazla sayıda Roman etnik kökene sahip bireylerin de bulunduğu bir ülke. Programımızı bölge bazında da hayata geçiriyoruz. Yani programımız bölgesel bir program ve elbette Türkiye faydalanıcı ülkelerden bir tanesidir" dedi.

AB Koordinasyon Direktörü Claus Neukirch’den "Türkiye" vurgusu

AB Koordinasyon Direktörü Claus Neukirch, “Türkiye, Avrupa ülkeleri içerisinde de en fazla sayıda Roman etnik kökene sahip bireylerin de bulunduğu bir ülke. Programımızı bölge bazında da hayata geçiriyoruz. Yani programımız bölgesel bir program ve elbette Türkiye faydalanıcı ülkelerden bir tanesidir" dedi.

AB Koordinasyon Direktörü Claus Neukirch, İstanbul’da düzenlenen Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi iş birliğiyle yürütülen “ROMACTED 2 Kapanış Konferansı”na katıldı. Burada basın mensuplarına konuşan AB Koordinasyon Direktörü Claus Neukirch, "Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi olarak ortak şekilde ilerlediğimiz bir programdan bahsediyoruz ROMACTED Programı’nda. 7 yıldır da süren bir program ve topluluk seviyesinde bizler iki noktadan hareket ettik. Hem bireyler bazında hem de oradaki gruplar, topluluklar bazında. Bizler topluluklarla ve bireylerle birlikte çalışırken onların sadece bu programın alıcısı olan taraf olmalarını istemiyoruz. Bizzat onların aktif olarak görev almalarını istediğimiz için amacımız da bu olduğu için onları özellikle yerel seviyedeki kişilerle ve yerel seviyedeki yönetimlerle karar verme aşamasında da dahil olmalarını istiyoruz. Bizim amacımız bu programın köprü görevi görmesiydi. Yerel yönetim, buradaki Roman topluluğu ve buradaki nüfus var. Hem Roman nüfusu hem de Roman olmayan nüfus arasında yerel yönetimlerle kendi aralarında köprü kurmasıydı. Bizler ROMACTED Programı içerisinde hibeler de sunuyoruz. Özellikle Roman topluluğunun sadece bu hibe tarafını alan, bu hibelerden yararlanan taraf olması yönünde değil bizzat burada planlamaya, bu projenin uygulayıcısını hayata geçiren taraf olması yönünde adım atmaya çalıştık. Buradaki yerel yönetimlerle irtibata geçmeleri, planlamaları ve bunu hayata geçirmeleri yönünde onları aktif kılmaya çalıştık” diye konuştu.

“Programımız bölgesel bir program ve Türkiye faydalanıcı ülkelerden bir tanesidir”

Çocuklara ve kadınlara yönelik çalışmaları da olduklarını söyleyen Neukirch, “Öncelikle somut çıktılardan bahsedeceksek, Türkiye elbette ki hem coğrafi olarak hem de nüfus yapısı olarak son derece büyük ülke. Türkiye, Avrupa ülkeleri içerisinde de en fazla sayıda Roman etnik kökene sahip bireylerin de bulunduğu bir ülke. Bizim buradaki programımızı bölge bazında da hayata geçiriyoruz. Yani programımız bölgesel bir program ve elbette Türkiye faydalanıcı ülkelerden bir tanesidir. Birkaç belediyeyle bu konuda yoğun bir çalışmamız oldu. Bu bizim çıktıklarımızı ve elde ettiğimiz sonuçları, başarı öykülerimiz belirdi birlikte çalıştığımız belediyelerle ve o belediyelerin kendi hakim oldukları bölgede hissedildiğini düşünüyoruz. Örneğin İstanbul’da Şişli Belediyesi ile özellikle çok aktif bir şekilde çalıştık. Başarı öyküsü yazdık diyebiliriz. Burada bir topluluk merkezi oluşturduk. Başka bir belediye ile yapmış olduğumuz çalışmada da çocuklara yönelik bir ev oluşturduk. Yine kadınlara yardım sağlamak adına bir kadın masası oluşturduk. Farklı noktalarda farklı belediyelerle attığımız farklı somut projeler bunlar. Roman topluluğuyla ilgili atılan adımlar. Onları bu topluluğa destek olmaları adına” ifadelerini kullandı.

“İlkokul çocuklarına yönelik yaptığımız çalışmamız var”

Projenin amaçları doğrultusunda öneriler de geliştirdiklerini belirten Neukirch,“Biliyorsunuz Avrupa Konseyi 46 ülkeden oluşan ve üyelerinden bir tanesinin de Türkiye’nin olduğu bir topluluk. Bizler tabii ki bu konuda özellikle bu projenin amaçları doğrultusunda da standartlar bazı öneriler geliştiriyoruz. Bizler bu önerileri birçok ülkeye sunarak ve onların da kabulü sonrasında kabul etmiş oluyoruz. Burada Roman topluluğunun özellikle de kapsayıcılar ve ayrımcılık karşıtı olan çalışmalarla ilgili olan ve bu konulara odaklanan önerilerimiz var. Türkiye’ye bu konuda yapacağı politika geliştirme akımlarında tabii ki destek veriyoruz. Türkiye bu konuda elbette destek alacaktır bizden. Türkiye’de gerçekleştirilen bu minvaldeki projeler de bizlerden destek alacaktır. Özellikle kapasite geliştirilmesi ve bu konulardaki uzmanlığın arttırılması yönünde adım atan kurumlara destek veriyoruz. Yakınen birlikte çalıştığımız Türkiye’den tabii ki bakanlığımız var Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. Bir de yenilikçi yaklaşımlardan bahsettiniz. Bunlara örnek olarak bizler Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz. İlkokul çocuklarına yönelik yaptığımız bir podcast çalışması var. Burada çocukları hem fikirlerini dile getirme konusunda teşvik edici bir adım atıyoruz. Bir de çocukların hem ayrımcılık karşısında geliştirmeleri gereken beceriler konusunda adım attığımız bir çalışma. Onların da kendilerinin de çocukların da hoşgörülü olmasını sağlayacak olan çalışmalar var. İçerik bu yönde. Yine burada akran zorbalığı ve zorbalıkla mücadelede geliştirmeleri gereken bazı beceriler varsa bu becerileri nasıl geliştirebilirler konusuna da giriyor bu çalışmamız” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER