12 Kasım 1999’da merkez üssü Kaynaşlı ilçesi olan 7.2 şiddetinde depremde enkaz altında kalan ve kendi imkanlarıyla enkazdan çıkan Necati Serter, “Tedavimin yapılması için Ankara’da gittim ambulansın kapısı açıldığında gazeteciler beni bekliyormuş. Bana nasıl olduğumu soruyorlardı. Bende beni bırakın Kaynaşlı yok oldu” dedim.
12 Kasım 1999’da meydana gelen merkez üssü Düzce’nin Kaynaşlı ilçesi olan 7.2 büyüklüğündeki depremde Düzce ve Kaynaşlı ilçesi yerle bir oldu. Resmi kayıtlara göre 845 kişinin hayatını kaybettiği depreminde 12 bin 939 binada yıkıldı ya da ağır hasar aldı.
Yıkılan binaların altında kalan yüzlerce insan ise ya arama kurtarma ekiplerinin yardımlarıyla enkaz altından çıkartıldı ya da kendi imkanlarıyla kurtulmayı başardı. Depreminde Kaynaşlı ilçesinde kahvehanede arkadaşlarıyla oturan Necati Serter’de yıkılan binadan kendi imkanıyla çıkan depremzedelerden birisi. 11 kişinin enkaz altında kaldığı, 8 kişinin hayatını kaybettiği enkazdan kendi imkanlarıyla kurtulan Necati Serter, deprem anının, enkaz altında yaşadıklarını ve kurtulmasını anlattı. Serter, “Kahvehanede oturuyorduk. Bir sarsıntı oldu. Sarsıntı da kaçarım falan diyenler yalan söyler. Biz sarsıntı olduğunda iki katlı binanın 1. katındaydık. Üst kat bizim olduğumuz katı resmen press yaptı. Bulunduğumuz yerde toplam 11 kişiydik zaten. 8 Kişi hayatını kaybetti. İlk önce bir arkadaşım çıktı. Ben 2 saat kaldım. Ondan sonra da enkaz altından ben çıktım. Enkazdan çıkınca Bolu’ya hastaneye gittik. Ben iç kanama geçiriyormuşum. Bana oraya ‘seni Ankara gönderelim’ dediler. Ben gerek yok dedim. O anda hiçbir şey hissetmiyorsunuz. Bende bir şeyim yok dedim ama doktor ısrar etti ve beni Ankara’ya Dışkapı Hastanesine gönderdiler. Ankara’da muayene ettiler ben gerçekten iç kanama geçiriyormuşum. O da bir tesadüf işte. 4 Gün Ankara’da hastanede yattım” dedi.
Bir çok arkadaşını kaybetti enkazdan kendi çabalarıyla çıktı
Necati Serter, kurtulma anını da anlatarak, “Allah’ın takdiri ilahisi. Mesela İzmir depreminde de o enkazların altından günler sonra çıkartılanlar falan var ya. İşte yiyecek ekmeğimiz tükenmemiş. Buda onun bir tarifi. O zamanlar AKUT var. Onlar gelir beni kurtarır ama kepçelerle üzerimizdeki enkazı alırken, kat üzerimize göçecek falan diye düşünüyorum. Dışarıda olanların seslerini duyuyordum. Kendimi onların yerine koyuyordum enkaz altındayken. Onların yerine olsam buradan hemen kaçarım diye düşünüyordum. Enkaz altında ben herhalde burada bittik demeye başladım. Allah kimsenin başına vermesin. Enkaz altından nefesle sürünerek çıktım. Dışarıdan enkaz altındayken sadece bir ışık gördüm. Benim dışımda başka bir arkadaşım kurtulunca bende kurtulurum dedim. Dışarıda 2 kişi vardı. Ama etraf karanlıktı. O ışık bana nereden geldi. Ben halen o ışığın geldiği yeri çözmedim. Arkamda enkazım bir parçası dayanıyordu. Ondan kurtulup çıkmam gerekiyordu. O enkaz yığınını sırtımla ittirmeye çalıştım bir denedim olmadı, iki denedim olmadı, üç denedim olmadı. O sırada ben ‘Hey büyük Allah’ım buna kulun gücü yetmiyor. Yardım et Rab bil alemin’ dedim. O sırada olan artçı sarsıntılardan dolayı oluşan titreşimlerle o yığın arkaya doğru kaydı. Ben olduğum yerde döndüm ve nefesimi kontrol ederek sürünmeye başladım ve 2 saatte aşabildim” dedi.
“Beni bırakın Kaynaşlı yok oldu”
Ankara’da ambulanstan indiğinde kendisini hastane önünde gazetecilerin karşıladığını anlatan Necati Serter, gazetecilerin kendisi ile ilgili sorduğu sorulara “Ben iyiyim. Beni bırakın Kaynaşlı yok oldu” dediğini söyleyerek; “Enkazdan çıkınca Bolu’ya bir arkadaşımın taksisiyle gittik. Ambulans ile Ankara gönderdiler. Ankara’da fark edildi ki. Ben gerçekten iç kanama geçiriyormuşum. Enkazda iç kanamayla birlikte kemiklerimde çatlaklar ve ezilmeler olmuş. Ankara’da 4 gün yattım. Dördüncü günü sonunda ambulans ile yeniden Kaynaşlı’ya geldim. Biz yaşadık Allah kimseye yaşatmasın. Ankara giderken ambulansta yakını olan bir refakatçinin telefonundan Ankara’daki yakınlarımı aradım. SSK Dışkapı Hastanesine geldiğimi söyledim. Zaten bizi hastanede sağlık çalışanları bekliyormuş. Ambulansın kapısı açılınca bütün televizyoncular orada beni çekmeye başladılar. Orada beni bekleyen gazeteciler geçmiş olsun. Neler oldu falan diye sorarlarken. Beni bırakın, ben iyiyim ama Kaynaşlı bitti dedim. Hemen yardım gönderin dedim” diye konuştu.
“Enkaz görüntülerine bakamıyorum”
Aradan geçen 21 sene geçmesine rağmen deprem görüntülerini izleyemediğini belirten Necati Serter, “Depremlerde enkaz olan kısımlara bile bakamıyorum. O çok korkunç bir şey. Mutlaka öleceğiz ama o enkazın altında acaba yaşayabilecek miyiz? Neler yaşarız diye düşünmeye başlıyor insan takdiri ilahi. Deprem olduktan sonra insanlar evlerinde kalamıyordu. Karanlık çöktü yine deprem olacak falan diye düşünmeye başlıyor. Deprem korkusunu hepimiz atlattık çok şükür” dedi.
“Biz depremi yaşadık. İzmir’i anlayabiliyoruz”
İzmir’de yaşanan depremin ardından depremi yaşayanlar olarak İzmirlilerin çektiği dramı iyi anladıklarını belirten Necati Serter, “İzmirli depremzedeler zor günler yaşıyorlar. Allah yardımcıları olsun. Devletimiz ile milletimiz el ele verdiği bütün zorluklar atlatılır ama bu acıları yaşamamak için önlemler almak zorundayız. Biz o zor günleri yaşadık. Allah yardımcıları olsun. Devlet onların yanında, millet o depremzedelerin yanında. Biz deprem yaşamış ilin vatandaşları olarak onların yanındayız” ifadelerini kullandı.