Eskişehirli Yazar Ufuk Tufan’ın Dede Korkut destanlarından derlediği 5 hikaye kitabı, İçişleri Bakanlığının da desteğiyle öğrencilere dağıtılacak.
Yazar Ufuk Tufan tarafından 5 Dede Korkut hikayesinden derlenerek çocuklara yönelik hazırlanan kitaplar Eskişehir’deki okullarda öğrencilere dağıtılacak. Daha önce yazdığı tarihi romanlarıyla genellikle genç okuyuculara hitap eden Tufan, "Dede Korkut ile Değerler Eğitimi" adlı projeyle çocuklara misafirperverlik, vatan sevgisi, büyüklere saygı gibi milli kültür değerlerini öğretecek. Korkut Ata destanlarından esinlenerek ortaya çıkan hikaye kitaplarının içeriğinde milli değerlerin bulunduğunu belirten Tufan’ın kaleme aldığı 5 hikaye kitabını okuyacak öğrenciler, her kitap için ayrı ayrı sınavlara tabi tutulacak.
Teknoloji ve medyanın, yıllar içerisindeki birikimlerle oluşan değerleri yok sayarak yanlış şekilde geliştiğini ve Türk milli kültürünü, değerlerini ve dünya kültürlerini tehdit edecek düzeye geldiğini vurgulayan Ufuk Tufan, kendi ülkemizde yavaş yavaş asimile olmamak için önlem alınması gerektiğini aktardı. Kitapların İçişleri Bakanlığının da desteğiyle öğrencilere ücretsiz hediye edileceğini ifade eden Tufan, "Serinin birinci kitabında Bamsı Beyrek devler ülkesine yolculuk yapacak. Serinin ikinci kitabında Tepegöz sihirli bir yüzüğü var ve Basat ile mücadeleye girecek. Üçüncü kitapta Banu Çiçek Periler diyarına gidecek. Dördüncü kitapta Kazan Bey’in kayıp hazinesi arayacağız. Beşinci kitapta da Boğaç Han’a meçhul bir misafir gelecek ve o misafirin kim olduğunu anlamaya çalışacağız. Dede Korkut ile Değerler Eğitimi Projesi, adından da anlaşılacağı gibi Dede Korkut’u ve onun içerisinde geçen kahramanları anlattığımız 96 sayfalık resimli 5 hikaye kitabından oluşan bir kitap projesi. Bu kadar önemli bir eseri istedik ki biz günümüz gençlerine biraz da modernleştirerek, ana omurgasını bozmadan, diliyle üslubuyla çocuklarımız bunu daha kolay anlayabilsinler, hikayelerin içerisinde kendilerini bulabilsinler. Ama biz sadece orada Dede Korkut’ta geçen hikayelerinin birebir kopyasını yapmıyoruz. Projede şunu istiyorum, projenin hedef kitlesi 9-11 yaşındaki çocuklar olduğu için mesela Bamsı Beyrek 9-11 yaşındaki bir hikaye içerisinde geçiriyoruz. O dönemin dili o dönemin çevre mekanları o dönemdeki yaşayış unsurlarıyla hikayemizi şekillendiriyoruz" şeklinde konuştu.
"Türk milletini millet yapan değerleri çocuklarımız kaybetmesin"
Fütursuzca gelişerek değerleri, kültürleri tehdit edecek bir şekilde ilerleyen medya ortamlarının bu ilerleyişini ancak değerlerimize sahip çıkarak yönlendirebileceğimizi ifade eden Tufan, "Projemize ’değerler eğitimi’ adını vermemizin sebebi de her hikayenin içerisinde biz Türk milletini millet yapan değerleri hikayemizin içerisinde gençlere vermek istiyoruz. Bir milleti millet yapan o milletin sahip olduğu değerlerdir. Yani bir turist Türkiye’ye geldiği zaman ’Türkler misafirperver’ diyor ve bunun yanına başka sıfatlar ekliyor, olumlu sıfatlar ekliyor. Çünkü bunlar bizi millet yapan kavramlar. Ama 21. yüzyıl 2019 senesinde bütün dünyada bir kültür değişimi bir kültür farklılaşması teknolojiden veya iletişimin çok aşırı bir noktaya gelmesinden ötürü her milletin değerleri aşınmaya başladı, değerlerini kaybetmeye başladı. Biz istiyoruz ki bizi millet yapan bu değerleri çocuklarımız kaybetmesin. Onlara hem kitap okuma alışkanlığı kazandıralım hem bizi millet yapan kavramları onlara bir yeniden hatırlatalım. Çünkü 9-11 yaşında çocukların soyut düşünme becerisi tam gelişmemiş, yeni gelişmeye başlıyor. Onlar hikayelerin içerisinde ancak o kahramanları kafalarında canlandırabilecekler. Kuru kuru bir kitap da yazmak istemedim. Her kitabımızın içerisine çizimler koyduk. Gerçekten güzel kaliteli çizimler koyduk ki o resimlere bakarak o dönemi anlayabilsinler, o değerleri daha kolay kavrayabilsinler diye. Aslında bu projeye tam olarak diyorum ki geleneği geleceğe taşıma projesi. Yani eskiden olan birikimlerinizi gelecek kuşaklara çok da omurgasını bozmadan onu güncelleyerek gelecek kuşaklara aktarabilelim diye yapmak istediğimiz uğraş verdiğimiz bir proje" diye konuştu.
"Çocuk kitapları basmak çok zordur, üzerinde 2,5 yıllık emek var"
Çocuk kitaplarının iç tasarımlarından ötürü çok zor bir yoldan geçtiğini belirten Tufan, "Yazarlar olsun yayınevleri olsun onlar bilirler ki çocuk kitapları basmak çok zordur. Hele de şöyle bir derdiniz varsa, çocuklara en ufak bir olumsuzluk olmadan bir resimden bir kelime bir noktadan bir virgülden onlar etkilememek kaygısı güderek bir eseri oluşturuyorsanız böyle çok uzun sürede çıkar. Bu kitap bu hafta elimize ulaştı ve 2 buçuk yıllık bir mazisi var. Yani yazılması, daha sonra resimlerinin çizilmesi, bütün editoryal işlemlerden geçmesi, projelendirilmesi, basılması için kaynak bulunması gibi önümüzde gelinceye kadar bu kitabın 2,5 yıllık üzerinde emek var. Ben genelde küçük yaş gruplarına ve orta yaş gruplarını gençlere yönelik yazmak istiyorum. Daha çok onlara emek harcamak istiyorum. Şimdiye kadar bu 5’li setimin haricinde 9 tane romanım çıktı ve romanlarım 100 bin adedin üzerinde satan on binlerce çocuğumuza ulaşan kitaplar. Hem Türkiye’de hem Avrupa’da her tarafta ulaşılabilen her tarafta okur kitlesi olan kitaplar" dedi.
"Kitaplarımı görüp etkilenen Hollywood’lu bir film yapım şirketiyle görüşüyoruz"
Tufan, Türk mitolojisinden esinlenerek yazdığı kitaplarının Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi film ya da animasyonlara aktarılmasını arzu ettiğini belirterek, "Daha çok sinema filmi ve animasyon filmi üzerinde ciddi ilgilenen iş adamları var. Kitaplarımı görüp bunlardan etkilenen özellikle Amerika’da Hollywood’da film yapım şirketi olan bir iş adamıyla şu an görüşüyoruz, çok kıymet veriyor. Belki de dışarıda olmak ona daha başka boyutlar katmış, bir vatan sevgisi, bir vatan kıymeti bunları mutlaka gençlerimizle buluşturmalı diye. Projelerimizi yapıyoruz, şu an üzerinde çalışıyoruz, inşallah Allah fırsat verirse hem Türkiye’de hem dünyada izlenecek kalitede filmler, öyle sıradan yerele hitap eden değil. Bütün dünya ölçeğinde, bir Buz Devri tadını onun tekniğinde onun kalitesinde ama bize özgü olan hikayelerle, bizim hikayelerimizle bunları çocuklarımıza, gençlerimize, herkese izletmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"Bu projemiz istiyoruz ki yerelden çıkıp ulusal baza yayılsın"
Projenin Eskişehir’de bir numune olarak kalmasını istemediğini belirten Ufuk Tufan, "Bu projemizi istiyoruz ki yerelden çıkarıp ulusal baza yayalım. Bu Eskişehir’de bir numune olarak kalmasın. Türkiye’mizin diğer bütün illerinde bu projeyi yaygınlaştırıp bu kitapları bütün yavrularımızla buluşturmak istiyorum" diye konuştu.
Vatandaşları Eskişehir’deki kitap fuarına davet eden Tufan, "Eskişehir’deki kitap fuarında ben de varım. 5-6 Ekim yani cumartesi ve pazar günleri Yeditepe Yayınevi standında kitaplarımı bütün Eskişehirli okurlarıma imzalayacağım inşallah herkesi bekliyorum" diyerek sözlerini noktaladı.