Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Türkyılmaz: “Akbelen’deki olay ikinci Gezi kalkışmasıydı”

ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL BAŞKANI HASAN TÜRKYILMAZ

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Türkyılmaz: “Akbelen’deki olay ikinci Gezi kalkışmasıydı”

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda kömür maden sahasının genişletilmesi çalışmalarının ardından başlayan olaylara ilişkin, “Şu ana kadar bu işin sevk ve idaresinde otorite kurum olan bize bir müracaatta, görüş talebinde bulunulmadı. Gördüğümüz tablo orada bir veya 10 ağacın kesilmesine tepki değil. Aynen Gezi olaylarında olduğu gibi, Akbelen’de izlenen olay ikinci Gezi kalkışmasıydı” dedi.

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Türkyılmaz, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı değerlendirmede, oda bünyesinde 19 bin kayıtlı üyeleri bulunduğunu, bunların içerisinde devlet memuru, emekli ve büro işleten orman mühendisleri olduğunu söyledi.

Türkyılmaz, Türkiye’nin coğrafya olarak yangına karşı en hassas bölgelerden birinde bulunduğunu belirterek, “Son yıllarda dünyadaki küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkisini bunun üzerine koyduğumuzda, yangınlar aslında Türkiye’nin kaçınılmaz bir realitesi olarak gözükmekte. Hiç kimsenin hoşuna gitmemesine rağmen böyle bir vakanın olduğunu ve olabileceğini bir kenara koymak lazım. Türkiye, Akdeniz kuşağı içerisinde yangınlarla mücadelede lider konumdadır. Dünyada da en baştaki ülkelerden biridir” dedi.

Yangına müdahale süresinin 13 dakikaya indiğini hatırlatan Türkyılmaz, bu rakamın 20 yıl öncesinde 40 dakika olduğunu vurguladı.

“Yangını söndüren hava filosu değil, kara filosudur”

Türkyılmaz, orman yangınlarıyla mücadele noktasında alınan tedbirlerin önemine işaret ederek, “Alınan tedbirler doğru. Hava ve kara filosunda yeterli duruma ulaşmış gözüküyoruz. Ancak şu yanılgıyı düzeltelim; yangınlarla mücadelede yangını söndüren hava filosu değil, kara filosudur. Makine parkı ve insan kaynağıdır. Dünyanın hiçbir yerinde, en güç hava filosuna sahip olsanız bile yangını uçakla, helikopterle söndüremezsiniz. Bunlar ilk müdahale aracıdır. Yangının üzerine ilk suyu atarak oluşmasını ve genişlemesini engeller. Devamında genişlerse yangını makine parkı ve insan gücüyle giderirsiniz” diye konuştu.

“OGM’nin yangınlarla mücadele için 20 bin personele ihtiyacı var”

Mevcut orman işçisi sayısının yeterli olmadığını dile getiren Türkyılmaz, bu işçilerin uzun mesailer yaptığını aktararak, şöyle devam etti:

“Bununla övünüyoruz, bu övünülecek bir şey değil. Devletimiz işçi, memur ve mühendis noktasındaki açığı gidermesi ile tüm tedbirler tamamlanmış olacak. Şunu çok net söylüyoruz; Orman Genel Müdürlüğümüz şu anda eğer Türkiye’deki tüm yangınlarla mücadele ve ormanların sürdürülebilirliğini sağlamak için 5 bin mühendise, 5 bin işçiye, 5 bin orman muhafaza memuruna, 5 bin de büro memuruna ihtiyacı var. Tabii devlet bunu bir günde alsın diye talepte bulunmuyoruz, ancak bunu realite olarak bir kenara koyuyoruz. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün 2 bin 500 mühendise ve 2 bin 500 de muhafaza memuruna ihtiyacı var.”

“Orman Mühendisleri Odası’na bir müracaatta, bir görüş talebinde bulunulmadı”

Türkyılmaz, kamuoyunda Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda kömür maden sahasının genişletilmesi çalışmaları için ağaçların kesilmesiyle gündeme gelen olaylara ilişkin şunları ifade etti:

“Türkiye’de ağzı olan konuşuyor. Akbelen olayı Türkiye’nin önemli tartışma konularından biri haline geldi. Bunu konuşanların hiçbiri şu ana kadar bu işin sevk ve idaresinde otorite kurum olan Orman Mühendisleri Odası’na bir müracaatta, bir görüş talebinde bulunmadı. Bu acı bir tablo. Türkiye’nin maalesef yumuşak karnı dediğimiz, herkesin her konuda uzman olduğu bir süreci yaşıyoruz. Akbelen olayı gündeme düştüğü zaman en başından şu ana kadarki ve bundan sonraki süreçte takip aşamasındayız.”

Ormanların zarar gördüğü herhangi bir durumun karşısında olduklarını söyleyen Türkyılmaz, “Türkiye’de ormanların zarar görmesine karşı olabilecek ilk kurum Orman Mühendisleri Odası’dır. Yetkili elemanlarımla olayı incelettiriyorum. Gördüğümüz tablo orada bir veya 10 ağacın kesilmesine bir tepki değil. Aynen Gezi olaylarında olduğu gibi Taksim’de yapılan, ‘mesel ağaç değildi, anlamadınız mı’ denebilecek zihniyetteki bir ekibin provokatif çalışmasını ve eylemlerini görüyoruz burada” dedi.

“Akbelen’de izlenen olay, ikinci Gezi kalkışmasıydı”

Akbelen’de yaşanan gerilimin nedeninin yalnızca ağaçların kesilmesi olmadığını savunan Türkyılmaz, şunları dile getirdi:

“O tepki veren insanlara samimi olmadıklarını anlatmak için şunu soruyorum; İstanbul Büyükşehir Belediyesi bundan iki yıl önce İstanbul’da Çırağan ve Dolmabahçe Caddesi’nde İstanbul’un çınarlarını katletti. Yalova Belediyesi, refüjlerdeki ağaçları usulsüz şekilde kesti. Bu ekiplerin hiçbiri eylem yapmadı. Ben bilim kurulu görevlendirdim, yapılan raporu paylaştım. Ama buna rağmen bu eylemciler orada ağaçların kesilmesine tepki göstermedi. Akbelen’de izlenen olay, ikinci Gezi kalkışmasıydı. Devletin kolluk kuvvetleri buna müsaade etmedi. İş Türkiye’nin termik santralinde elektrik üretimine geldiği zaman ‘ağaçlar katlediliyor, bunu engelleyin’ diyor. Bu, iki yüzlülük, çifte standartlık, Türkiye hazımsızlığıdır. Burada usule aykırı bir şey varsa onun karşısındayız, incelttiriyoruz ve şu ana kadar bulamadık.”

Türkyılmaz, termik santralin ham maddesi olan kömürün toprağın altından çıktığını belirterek, “Daha önce verilmiş izinler ve izin süreci içerisinde üstteki ağaçların kaldırılarak alttaki kömürün çıkartılıp termik santrale konması gerekiyor. Akbelen’deki olay tamamen bundan ibaret. Karşı cenah olarak eylem yapanlar da ikinci Gezi kalkışmasında İstanbul’da nasıl aynı başarısız oldularsa Akbelen’de de başarısız oldular ve Türkiye dostu olmayan zihinlerle hareket edenler başarısız olmaya devam edeceklerdir” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER