Dünya’nın en eski kuleleri arasında yer alan Galata Kulesi, gün doğumunda İstanbul’un eşsiz manzarasıyla birlikte kendine hayran bıraktı. Galata Kulesi’nin pencerelerinin arasından süzülen gün ışıkları havadan çekilen görüntülerle kartpostallık manzaralar oluşturdu.

İstanbul’u simgeleyen en önemli yapılardan birisi olan Galata Kulesi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yaptığı restorasyon düzenlemesi sonrası İstanbul’un Kurtuluş Tarihi olan 6 Ekim’de müze olarak kullanıma açıldı. Yapılan en büyük değişikliklerden birisi ise kulenin ortasında bulunan restoranın kaldırılması oldu. Bu sayede içeride kuleyi gezen yerli ve yabancı turistler rahat bir gezi alanına sahip oldu. Gün doğumunda havadan çekilen görüntülerle Galata Kulesi arkasında Boğaz’dan geçen dev gemiler eşliğinde kartpostallık kareler oluşturdu. İstanbul semaları kızıla bürünürken, Galata Kulesi çevresinde uçan kuşların havadan çekilen görüntüsü masalsı manzaralar oluşturdu. Restorasyon sonrası kulenin ortasında bulunan restorana ait yapıların kaldırılmasından dolayı gün ışığı kulenin içinden geçerek film sahnesi gibi görüntüler oluşturdu.

Galata Kulesi kısa tarihi

İstanbul’un Galata semtinde bulunan Galata Kulesi, 528 yılında inşa edildi. Galata Kulesi dünyanın en eski kulelerinden birisi olma unvanına sahip, Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 528 yılında Fener Kulesi olarak inşa ettirilmiştir. 1348 yılında yeniden yapıldığında kentin en büyük binası olmuştur. Kule Osmanlı devletinin eline geçtikten sonra hemen hemen her yüzyıl yenilenmiş ve tamir edilmiştir. 17. yüzyılın ilk yarısında IV. Murat döneminde Hezarfen Ahmet Çelebi, Okmeydanı’nda rüzgarları kollayıp uçuş talimleri yaptıktan sonra, tahtadan yaptırdığı kartal kanatlarını sırtına takarak 1638 yılında Galata Kulesi’nden Üsküdar-Doğancılar’a uçmuştur. Bu uçuş Avrupa’da ilgi ile karşılanmış, İngiltere’de bu uçuşu gösteren gravürler yapılmıştır.