Korona virüs (Covid-19) ile mücadelede kahraman sağlık çalışanları cephenin en ön safında mücadele verirken, kullandıkları önlük ve formalar ise medikal tekstil çalışanı kadınların hünerli ellerinde özenle dikilerek steril koşullarda kendilerine ulaştırılıyor.
Medikal tekstilin öncü girişimcilerinden olan İzmirli iş adamı Atilla Ayar, 15 yıldır sürdürdükleri üretim faaliyetlerinin özellikle pandemi döneminde nasıl yürütüldüğü, sektörde oluşan yeni riskler hakkında bilgiler verdi. Çizgi Medikal markasıyla yurt içi üretim ve satış faaliyetlerinin yanı sıra yurt dışına da doktor önlüğü, hemşire forması, bone, sabo terlik ve diğer medikal tekstil ürünleri ihracat yaptıklarını belirten Ayar, pandemi döneminde daha yoğun mesai ile çalışmalarını sürdürdüklerini anlattı. 3 bin 500 metre kare kapalı alana sahip tesiste çoğunluğu kadın olmak üzere 120’nin üzerinde çalışanıyla kahraman sağlık ordusuna hizmet verdiklerini ifade eden Ayar, şöyle devam etti: "Dünyayı etkisi altına alan korona virüs nedeniyle ülkemizde sağlık çalışanlarımız büyük bir gayret ve özveri ile pandemiye karşı mücadele veriyor. Sağlık çalışanları cephe önünde virüs ile savaşırken bizler de cephe gerisinde onların kıyafet ihtiyacını karşılamak üzere var gücümüzle çalışıyoruz. Bir bakıma çalışanlarımız da cephe arkasında görünmeyen kahramanlar oldu. Pandemi nedeniyle çalışma saatlerimizi yeniden düzenledik. Hijyen, maske ve mesafe kurallarını tavizsiz uygulayarak çalışanlarımızın sağlığını korumaya çalıştık. Bir yandan da sağlık ordumuza önlük, forma, bone gibi ürünleri ulaştırmak için yoğun mesai harcadık. Pandeminin başlarında medikal tekstil ürünlerine yoğun bir talep oldu. Biz de bu ihtiyacı karşılamak mücadele verdik. Şu anda ise günlük üretim sayımız pandemi öncesindeki seviyede devam ediyor."
Merdiven altı üretim tehlikesi
Çizgi Medikal CEO’su Atilla Ayar, Türkiye’de marka olmuş firmaların piyasaya arz ettiği medikal tekstil ürünlerinin yanı sıra merdiven altı yerlerde sağlıksız koşullarda dikilen ürünlerin de internet ortamında satışa sunulduğuna dikkat çekti. Özellikle pandemi döneminde bu tür yerlerin sayısında artış olduğunu belirten Ayar, "Biz steril koşullarda muhafaza edilen kumaşları temin ederek, kendi tesislerimizde el değmeden kesip üretim bandına alıyor, burada yine gerekli hijyenik şartlarda dikimini yaparak giyilecek ürün haline getiriyoruz. Ancak son zamanda sayıları artan merdiven altı yerler, hurda kumaşçılardan aldıkları parça kumaşlarla üretim yaparak internet üzerinden, sosyal medya hesapları üzerinden sağlık çalışanlarımıza kıyafet satmaya kalkıyor. Hurda kumaşlardan yapılan ürünlerin faydasından çok zararı var. O ürünlerin hiçbir şekilde steril olmadığını biliyoruz. Markası, belgesi, iletişim bilgisi olmayan yerlerden alınan medikal tekstil ürünleri sağlık çalışanlarımızı maddi manevi riske atabilir. Bu konuda doktorlarımızı, hemşirelerimizi, sağlık çalışanlarımızı uyarıyoruz" dedi.
Bir çok televizyon dizisine kıyafet gönderiliyor
Özellikle hastane ve doktor odaklı pek çok dizinin önlük, forma gibi medikal ürün ihtiyacının kendileri tarafından tedarik edildiğini kaydeden Ayar, "Televizyonlarda yayınlanan bir çok dizide izlediğimiz doktor, hemşire rolündeki oyuncularımızın giydiği kıyafetler bize ait. Hatta şu dönemde çokça izlenen doktor dizisindeki kıyafetler de bizim markamıza ait. Hem sağlık çalışanlarımıza hem de rol icabı sağlık çalışanını oynayanlara hizmet etmenin de ayrıca gururunu yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
