Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, 2024 yılının sonuna kadar ikinci kez Barış Zirvesi’nin düzenlenmesi için çalışmaların devam ettiğini belirterek, “Türkiye’nin arabulucu ve tecrübe olarak iştiraki bizim için çok önemli” dedi.
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde, Büyükelçi Bodnar ve Kırım Tatar Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal basın mensupları ile bir araya geldi. Rusya-Ukrayna savaşının son durumunun değerlendirildiği toplantıda, Büyükelçi Bodnar ve Kırım Tatar Meclis Başkan Yardımcısı Celal basın mensuplarının sorularını cevapladı.
“Günde yaklaşık 800 ile 2 bin 200 asker kaybediyorlar”
Rusya, Ukrayna’ya yönelik saldırılarını doğu cephesinde devam ettirdiğini belirten Büyükelçi Bodnar, Rusya’nın şiddetini artırdığı bazı yerleşim yerlerinden çekilmeye devam ettiklerini dile getirerek, “Son durumlara bakıldığında Rusya, bizim bölgelerimizden binde bir oranda yer işgal edebildi. Cephede günlük olarak yaralanan ve ölen Rus askerlerini açıklıyoruz. Günde yaklaşık 800 ile 2 bin 200 asker kaybediyorlar” ifadelerini kullandı.
İkinci kez Barış Zirvesi düzenlemeyi planladıklarını ifade eden Büyükelçi Bodnar, Eylül ayında birkaç etkinlik organize ettiklerini ve bu etkinliklerde Türkiye’nin de yer aldığını belirtti. Savaşın devam etmesine rağmen Kırım’ın işgali için çabaların devam ettiğini belirten Bodnar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kırım’ın işgalden kurtulması için yürüttüğü çalışmalardan dolayı minnettar olduklarını aktardı.
“Bayraktar olmak üzere birçok önemli ortaklığa imza attı”
Ukrayna’nın yeni dışişleri bakanlığı görevine getirilen Andriy Sibiga’nın Ukrayna’nın eski Ankara Büyükelçisi olduğunu hatırlatan Bodnar, şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye-Ukrayna ikili ilişkileri ve stratejik ortaklığının gelişmesi için önemli adımlar attı. Başta Bayraktar olmak üzere birçok önemli ortaklığa imza attı. Sibiga’nın göreve gelmesinin ardından tebrik etmek için arayan ilk mevkidaşı Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan oldu. Birkaç gün sonra Birleşmiş Milletler zirvesinde ilk görüşmelerini gerçekleştirdiler. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde iki ülkenin cumhurbaşkanları da görüşme fırsatı buldu. Yapılan anlaşmalar sonucunda Ukrayna’nın yeniden inşası konusunda ilerleme sağladık. Önümüzdeki aylarda Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın Ukrayna’yı ziyaret etmesini öngörüyoruz.”
“Türkiye’nin arabulucu olarak iştiraki bizim için çok önemli”
İkinci Barış Zirvesi’nin düzenlenmesinin amacının Ukrayna’da adaletli barış sağlanması yönünde olduğunu aktaran Bodnar, “Ukrayna ve Rusya’nın karşı karşıya oturup Ukrayna’nın Rusya’nın taleplerini dinlemesi gibi bir formattan bahsetmiyoruz. Bu doğrudan gerçekleşecek ikili görüşme olmayacak, muhtemelen üçüncü tarafların masada yer alacağı ve üçüncü tarafların üzerinden yapılacak bir format olacak. Bu zirveyi 2024’ün sonuna kadar gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bu planlarımız şu ana kadar erteleniyor. Rusya, kendi tarafını tutan üçünü taraf ülkelerin bakış açısını bize aşılamaya çalışıyor. Türkiye’nin arabulucu ve tecrübe olarak iştiraki bizim için çok önemli. Biz Ukrayna’nın başarısını sağlayabilecek her zirveye açığız. Tabii ki bu adaletli barışı bize getirebilecek hiçbir teşebbüse karşı çıkmıyoruz” diye konuştu.
“Rusya, Kırım Tatarlarına özel bir savaş açtı”
Kırım Tatar Meclis Başkan Yardımcısı Nariman Celal, daha önce uzun yıllar gazetecilik yaptığını belirterek, “2021’de Kırımı tekrar Ukrayna’ya alma teşebbüsüyle kurulan kırım platformuna katıldım. Türkiye’de Kırım platformunun üyesiydi. Kırım platformundan sonra eve döndüm ve beni tutukladılar. Rusya’nın beni tutuklamak için birçok sebebi vardı. Ama onlar gaz şebekesine zarar verdiğim gibi saçma bir sebep buldular. Ben bu uyduruk sebepten dolayı 17 sene cezaya mahkum oldum. Hasan ve Aziz Mahtemovlar hala Rus cezaevindedirler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ben, Hasan ve Aziz adına kendi savunma pozisyonunu ifade etti ve bizi kurtarmaya kararlıydı. İkili görüşmelerde birkaç kez bizim isimlerimizi zikrettiğini biliyorum. Türkiye ve Ukrayna Cumhurbaşkanlarının ve Uluslararası platformların bize gösterdiği ilgiden dolayı serbest bırakıldık. Kırımda resmi rakam 220 siyasi mahkum bulunmaktadır. Onlardan 132’si Kırım Türkü. Bu rakamlardan anlıyoruz ki Rusya, Kırım Tatarlarına özel bir savaş açtı. Rusya’da şu an siyasi mahkum çerçevesinde tanınan insanlar suçsuz insanlar. Onlar kendi topraklarının işgaline karşı çıkan insanlar. Ben hiçbir zaman Rusya hükümetini devirmek gibi amaçları taşımadım, herkesin serbest yaşamasını istedim. Kırımdaki durum çok zor ve insanlar kendilerini özgür hissetmiyorlar” dedi.
Celal, Kırım’ın 2014’teki işgalinden sonra demografik yapının değiştiğine yönelik soruya, “Uluslararası kanunları ihlal etmesiyle Rusya, kırımın demografisini etkiledi. Bu işgalden sonraki dönem içinde 800 binden 1 milyona kadar vatandaşı kırıma zorla taşındırdı. Ayrıca kırıma taşınan herkesi Rus vatandaşlığı almaya da zorladı. İşgalden önce Kırım’da yüzde 60 Rus yaşıyordu, onlardan yüzde 35’i kendine Ukraynalı diyordu fakat onlar mental olarak Ruslara daha yakındı. Rusça konuşuyorlardı. Uluslararası kanunlara göre işgal edilen topraklarda seferberlik ilan etmek yasak ama ediliyor” şeklinde yanıtladı.