Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “HDP, PKK’nın partisi midir değil midir? Buna cevap vermesi gereken Sayın Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’dur. Ya da HDP ile işbirliği yapan siyasi parti, bunların genel başkanları ve mensuplarıdır” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Sporcuların başarılarının devam ettiğini belirten Destici, “En son işitme engelliler Avrupa Güreş Şampiyonası’nda güreşçilerimiz bizi bir kez daha sevince gark ettiler. Başarılarının devamını diliyorum. Kadınlar tekvandoda İrem Yaman kızımızın altın madalyası bizi gururlandı. Hepsi de başarıları elde ettikten sonra Mehmetçiğimize selam gönderiyorlar. Avrupa köpürse de, kıskançlığından kahrolsa da sporcularımız Mehmetçiğimize selam yollamaya devam edecek” diye konuştu.
Destici, 8-10 Kasım tarihleri arasında Antalya’da parti içi eğitim ve genel istişare toplantısı gerçekleştirecekleri bilgisini verdi. Barış Pınarı Harekatı’nın durağan ama amacına uygun şekilde devam ettiğini söyleyen Destici, Türkiye’nin harekat kapsamında ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlara uygun olarak davrandığını aktararak, “Sahaya baktığımız zaman ABD’nin görevlerini tamamen yerine getirdiğini söyleyemeyiz. Hala bazı terör unsurlarının varlığını gerçekleştirilen saldırılardan, Mehmetçiğe yönelik taciz ateşlerinden, mayınlamalardan tamamen çekilmediklerini görüyoruz. Türkiye buradaki bütün unsurlara karşı gerekli harekatı devam ettiriyor” şeklinde konuştu.
ABD’nin petrol kuyularının çok olduğu bölgeye yerleşmekte olduğunu ve burada PKK/YPG terör örgütleri ile açıktan işbirliği yaptığını aktaran Destici, “ABD’nin, Fransa’nın, İngiltere ya da bir başkasının Suriye petrollerinde ya da Irak petrollerinde hakkı nereden kaynaklanmaktadır? Bu anlamda bizim bildiğimiz kadar hiçbir uluslararası anlaşma yoktur. Suriye halkının hakkı olan bu petrol ve doğalgaz kaynaklarından herkesin uzak durması gerekmektedir. Bunu herkesin bilmesi ve ortak bir mücadele için Türkiye’nin etrafında kenetlenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili de açıklamalarda bulunan Destici, “Bu kesim asla erken emeklilik istemiyor. Bu kesimin talebi kendilerine verilen sözlerin yerine getirilmesi ve emeklilik haklarının verilmesidir. 1999’dan sonra çıkan bir kararla bu hak ellerinden alınmıştır. Biz bunu adaletsiz bir uygulama olarak görüyoruz. Burada bir hak mağduriyeti var ve bunun ortadan kaldırılması gerekir. Bununla ilgili kanun teklifini de TBMM’ye sunduk” dedi.
Emeklilikte yaşa takılanların bugün bir elektriklerin kapatılmasıyla ilgili bir uygulama başlattıklarını belirten Destici, salonun ışıklarını kapatıp açarak buna destek verdi. 3600 ek gösterge bekleyenler olduğunu hatırlatan Destici, bunların kademeli olarak aşağıdan yukarıya kadar düzenlenmesini istediklerini söyledi.
Bu hafta Lösemili Çocuklar Haftası olduğunu hatırlatan Destici, "Allah, kimsenin çocuğunu böyle bir hastalıkla karşı karşıya bırakmasın. Bu yavrularımızın bir an önce sağlıklarına kavuşmasını arzu ediyoruz. Bütün halkımızı da lösemili ve buna benzer hastalıkla uğraşan çocuklarımızın yanında olmaya davet ediyorum” diyerek lösemili çocuklara destek için maske taktı.
HDP’nin PKK’nın partisi olduğunu ve partinin kapatılması gerektiğini her defasında söylediklerinin altını çizen Destici, “Dünya devletlerine sorduğumuz bir soruyu buradaki partilerimize ve insanlarımıza soruyoruz. HDP, PKK’nın partisi midir değil midir? Buna cevap vermesi gereken Sayın Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’dur. Ya da HDP ile işbirliği yapan siyasi parti, bunların genel başkanları ve mensuplarıdır. HDP, PKK’nın partisidir. Ve PKK’nın partisi ise HDP’li belediyelere kayyum atanması da doğru bir karardır. Şu an HDP elindeki belediyelerin tamamına kayyum atanmalıdır. Hepsi PKK ile ilintilidir ve PKK’ya dolaylı ya da direkt destek vermektedir. Bu kayyum atanmalarına karşı sanki demokratik duruş gösteriyor gibi açıklama yapanlar büyük bir gaflet ve yanılgı içindedir. Hele bunu Avrupa Parlamentolarında, toplantılarda dile getirirseniz bu vatana ihanetle eşdeğer bir hal alır” diye konuştu.
Son KHK’lar ile ilgili eleştiriler olduğunu aktaran Destici, şunları söyledi:
“15 Temmuz darbesinde 251 insanımızı şehit verdik, 50’ye yakın Özel Harekat polisimiz can verdi. Eğer yüreğiniz birileri için yanacaksa onlar için yanmalıdır. Devlet elbette ki kendi varlığını korumak, devam ettirmek adına ve darbeyi tüm unsurlarıyla bertaraf etmek adına olağanüstü hal ilan edildi ve KHK’lar çıkartıldı. Belki hatalı kararlar da olmuştur ama bunların düzeltilmesi için ‘Olağanüstü Hal Komisyonu’ kuruldu. Bu konuda hukuk çalışıyor. Tüm KHK’larla ilgili faciadır demek aslında bir faciadır.”