Elek ustası 32 yıldır mesleğini severek sürdürüyor

Kaybolmaya yüz tutmuş elekçilik mesleğinin son temsilcileri arasında yer alan 42 yaşındaki Erkan Gözübüyük, henüz 10 yaşında iken ustasından öğrendiği mesleğini 32 yıldır severek sürdürüyor.

Elek ustası 32 yıldır mesleğini severek sürdürüyor

Kaybolmaya yüz tutmuş elekçilik mesleğinin son temsilcileri arasında yer alan 42 yaşındaki Erkan Gözübüyük, henüz 10 yaşında iken ustasından öğrendiği mesleğini 32 yıldır severek sürdürüyor.

Gaziantep’te yıllardır gelişen teknolojiye ve sanayileşmeye direnerek mesleklerini icra eden elek ustaları, çekiç sesleri arasında kalan sayılı müşterilerine el emeği elek üreterek mesleklerini yaşatmaya çalışıyor. Geçmiş yıllarda özellikle köylerde yaşayan kadınların vazgeçilmez ev eşyası olarak kullandığı elekler gelişen teknolojiyle birlikte unutulmaya başlandı. Ustaların el emeği olarak ürettiği elekler genellikle köylerde buğday, arpa, nohut, fasulye, mercimek, tarhana ve bulgur gibi tahıl ürünlerini ayıklamak için kullanılıyordu. Elekçilik mesleği gelişen teknolojinin yanı sıra üreten ustaların azalması ve eleman bulunmaması nedeniyle yok olma durumuna geldi. Gaziantep’te sayılı ustalar tarafından sürdürülen elekçilik mesleğini Güneydoğu, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerindeki müşterileri sayesinde sürdüren 42 yaşındaki Erkan Gözübüyük, geçmişte hemen her evde bulunan eleklerin, günümüzde gelişen teknolojinin de etkisiyle unutulmaya ve evlerde kullanılmamaya başlandığını bildirdi.

“Mesleğe başladığımda 10 yaşındaydım”

Elekçilik mesleğine 1992 yılında başladığını belirten Gözübüyük, “Bu mesleği 1992 yılında ağabeyim bana öğretmişti. Bu vesileyle elekçilik mesleğine başladım. 32 yıldır bu mesleği yapıyorum. Mesleğe başladığımda hem okula gidiyordum hem de ustamın yanına gelip meslek öğreniyordum. Mesleğe başladığımda 10 yaşındaydım. 15 yaşında kalfa oldum. 20 yaşında ise usta oldum. Uzun yıllar ustamın yanında mesleğe devam ettim. 4-5 yıldır kendi iş yerimi açtım. Mesleği kendi iş yerimde sürdürüyorum” dedi.

Tarım alanlarında kullanılan tüm elekleri yaptığını belirten Gözübüyük, “Un, buğday, mercimek, arpa, nohut, fasulye, kırmızı biber, salça, tarhana ve bu tür elekleri yapıyorum. Köylerde ve evlerde kullanılan eleklerin tüm çeşitlerini yapıyorum” şeklinde konuştu.

“Gaziantep’te elek yapan usta bir iki kişi kaldık”

Çırak bulmakta zorlandıkları için mesleklerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Gözübüyük, “Gaziantep’te elek yapan usta bir iki kişi kaldık. Eleğe rağbet var. Elek kullanımı halen devam ediyor. Tahıl ürünleri elekten geçmek zorunda. Bu elek olmasa da farklı bir elek türünün olması lazım. Kış mevsimi olmasına rağmen yoğunluğumuz devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“Tarımın yaygın olduğu illerde eleğe rağbet var”

Tek başına günde 150 adet elek yaptığını ve yaptığı elekleri Güneydoğu, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerindeki müşterilerine gönderdiğini belirten Gözübüyük, “Özellikle Van, Muş ve Diyarbakır gibi doğu illerinde ekmek çok yapıldığı için o bölgelerde eleğe rağbet var. Yaptığımız ürünleri de zaten o bölgeye gönderiyoruz. Yine Van üzerinden İran’a ve Irak’a da elek gönderiyoruz. Suriye savaşından önce de Suriye’ye de elek gönderiyorduk” diye konuştu.

Kasnağı, tel ve çivi yardımıyla elek haline getirdiklerini ifade eden Gözübüyük, tamamen el emeği olan elek ve kalburları kişiye özel büyüklükte ve tel aralığında imal edebildiklerini belirtti.

Ağaç işleri ile uğraşmayı sevdiğini belirten Gözübüyük, küçük yaştan itibaren yaptığı mesleğini devam ettirmek istediğini de sözlerine ekledi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER