Millet İttifakı olarak İzmir’de vatandaşlarla buluşan CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “İnanın her şey çok güzel olacak. Bu ülkeye baharlar getireceğiz” dedi.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ittifakı oluşturan partilerin genel başkanları ve cumhurbaşkanı yardımcısı adayları olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile cumhurbaşkanı yardımcısı adayları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte İzmir’de vatandaşlara hitap etti. Kılıçdaroğlu’na, eşi Selvi Kılıçdaroğlu da eşlik etti. Üçkuyular İskelesi’nden kalkan vapura binerek Pasaport İskelesi’nde inen Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Meydanı’nda hazırlanan sahnede binlerce vatandaşa seslendi.
“Ne olursa olsun bütün engelleri yıkacağım”
“Birlikte mücadele edeceğiz. Türkiye’yi birlikte aydınlığa çıkaracağız. Bay Kemal sözü veriyorum; ne olursa olsun bütün engelleri yıkacağım ve Türkiye’yi aydınlığa çıkacağız” diyerek sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Herkes için adalet olacak. Hiçbir ayrım yapmayacağız. 85 milyonu kucaklayacağız. Kim haksızlığa uğradıysa Bay Kemal onun yanında olacaktır. Adalet kavramını büyütmemiz lazım. Adalet her yerde olmalı. Bunu sağlayacağız. İzmir’de ilk kez oy kullanacak 215 bin 650 genç var. Bu seçimler gençlerin kendilerini göstermeleri gereken bir seçim. Demokrasiyi yeniden inşa etme seçimidir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği güzel bir Türkiye inşa etme, kadın-erkek eşitliği sağlama seçimidir. Ayrışmak değil kucaklaşma seçimidir. Bu seçimler Türkiye’ye demokrasi getirme seçimidir. 5 milyon 300 bin genç ilk kez oy kullanacak. Gençlerimiz tarihe not düşecek. Onlar daha ileriki yaşlarında çocuklarına anlatacak. ‘Türkiye’de otoriter yönetim vardı. Bir tweet atarken bile annelerimiz babalarımız uyarırdı. Sandığa gittim, bu ülkeye demokrasi getirmek için oyumu kullandım. Otoriter yönetim değiştirdim ve demokratik bir ülkeyi inşa ettim. Bir oyumun demokrasi için değeri çok büyük’ diye anlatacak. Çünkü 21 yüzyıl dünyasında Türkiye’nin büyümeye ihtiyacı var, kalkınmaya ihtiyacı var. Gücünü göstermeye ihtiyacı var. Dünyayla rekabete ihtiyacı var. Meraklanmayın. Bir şampiyonlar ligi kurduk. Dünyanın her tarafından en yetkin insanlarla çalışıyoruz. Tek isteğim sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Geçen seçimlerde AK Parti veya MHP’ye oy vermiş veya sandığa gitmeyen birini ikna edin ve beraber sandığa gidin. Gerçekleri, Türkiye’yi anlatın. Türkiye’nin bu çıkmazdan çıkması gerektiğini anlatın ve Millet İttifakı’na oy isteyin.”
“Tamamını alıp son kuruşa kadar getireceğim”
Ülkeye baharı, huzuru, kardeşliği getireceğine söz verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çiftçiyi toprakla barıştıracağım. Kırsalda kadının, gencin aç kalmasına, yoksul kalmasına neden olan düşünceyi ters yüz yapacağız. Her kadının sosyal güvencesi olacak. Evladını huzur içinde okula gönderecek. Böyle bir Türkiye inşa edeceğiz. Böyle Türkiye’de herkes mutlu olacak. Böyle bir Türkiye de gerçekten dünyada yeniden şahlanacak. Samandağ’dan başlayarak Mersin’e uzanan havzayı Akdeniz’in en büyük üretim merkezi haline dönüştüreceğiz. İstanbul nüfusu 5 yılda 2,5 milyon azalacak. Ciddi istihdam alanı oluşturacağız. En büyük yatırımları gerçekleştireceğiz. İktidar olduğumuzda 5 yılda 300 milyar dolar para gelecek ve tamamı yatırıma ayrılacak. O dışarıya götürdükleri 418 milyar doları son kuruşa kadar alıp getireceğim. ‘Parayı nasıl getireceksin?’ diyorlar Getireceğim. Uluslararası hiçbir mahkeme bir devletin soyulmasına ‘Evet’ dememiştir. Hukuk, adalet içinde çalınan paraların tamamını getireceğim. Amerika’da çiftlik alacaklar, gökdelenler dikecekler, Bay Kemal de yiyecek. Yemem, tamamını alıp son kuruşa kadar getireceğim.”
“İnanın her şey çok güzel olacak”
Üretici ve emeklilere de seslenen Kılıçdaroğlu, “2015’ten bu yana bayramda birer maaş ikramiye dedim. Önce itiraz ettiler. Israr edince biner lira verdiler. Seçime gidiyoruz diye artırdılar. Kurban bayramında iktidarımızda bankada parayı çekmeye başladığınızda 15 bin lira göreceksiniz. O para ananızın ak sütü gibi helaldir. Yine koro halinde ‘Parayı nereden bulacaksın?’ diyorlar. Sen 5’li çeteye para bulurken kimse sormuyor Bay Kemal’den başka. 5’li çeteden alacağım, üretene vereceğim. 5‘li çete telaş içinde ‘Ya Kılıçdaroğlu kazanırsa.’ Kazanacağım. Geleceğim sizlerin oyları ile. Tüyü bitmemiş yetimin hakkın yemem, yedirmem. Bizim güvenliğimizi sağlayan polis arkadaşlarımızın dünya kadar derdi var. Meydan meydan söyledim ek gösterge diye. İtiraz ettiler, sonra tıpış tıpış gereğini yaptılar. Onlar sadece sarayı düşünüyorlar. Yandaşları için çalışıyorlar, Bay Kemal vatandaşı içi çalışır. Gençler umutsuzluk içinde geleceklerini yurt dışında arıyorlar biliyorum. İşsiz çocuk evdeyse ne annede ne de babada huzur olur. Bugün milyonlarca işsiz genç var. Evlerde huzur yok. Bu tablonun değişmesi lazım. Köylerde okul açacağım. 100 bin öğretmen araması yapacağız. Kırsalda veteriner hekim olacak, ziraat mühendisi olacak, toprak analizleri yapılacak. Hayvan aşıları yapılacak onlar da devletten maaş alacak. Yeni bir anlayışı, yeni bir devri başlatıyoruz. Üretene değer vereceğiz, alın terine değer vereceğiz. Dışarıdan arpa, yulaf, buğday, et alıyoruz. Canlı hayvan alıyoruz. Ne oluyor yahu? Tamamını Türkiye’de yapamaz mıyız? Üreticimiz yapabilir ama siyasi tercih; onları yoksulluğa mahkum edip dışardan almak. Bu siyasi tercihi değiştireceğiz. Dünyanın bütçesi var. Bütçe tercihini siyasi iktidar yapar. Onlar 5’li çeteye çalışacak Bay Kemal de vatandaşa çalışacak. Benim saraylarda gözüm yok. Mustafa Kemal’in mütevazı Çankayası’nda halka hizmet edeceğiz. Saraylarda 4-5 yerden aylık alanlar var, onları da keseceğim. Kapının önüne koyacağım. Endişe etmeyin. İklim değişikliği ile Akdeniz havzası ısınıp orman yangınları artıyor. 16 uçağı var beyefendinin. İktidar olduğumda 16 uçağı satıp orman yangınları için uçak alacağız. İnanın her şey çok güzel olacak. Bu ülkeye baharlar getireceğiz. 5’li çetelere çalışmayacağız. İnanın halkla beraber halk için çalışacağız” diye konuştu.
Meral Akşener: “Her aileden bir oy istiyorum”
İYİ Parti Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Meral Akşener de diğer Millet İttifakı adayları gibi sahneye eşi ile çıktı ve “Herkes eşini getirince ben de kocamı getireyim dedim. İlk defa milli oldu. Utandı ve kaçtı” dedi. Akşener, “Siz zaten yanlışlıkları, bizi yöneten zihniyetten görüyorsunuz. Tarihinizi bilmezseniz bu şehre ‘Gavur İzmir’ dersiniz. 14 Mayıs gecesi kazanırsak işgalci olacakmışız ya, işgali sona erdiren İzmir kararını vermiş. İzmir’e ‘Gavur’ diyenler cumhuriyetin kurucularına da ‘İki ayyaş’ dedi. Sonra ne oldu, o söze karşı önce kadınlar sonra gençler ayağa kalktı. 14 Mayıs akşamı inşallah 13. cumhurbaşkanı olarak Kılıçdaroğlu seçilecek ve kendisini alkışlarla makamına oturtacağız ama Erdoğan ve arkadaşlarına da nezaketle emekli edeceğiz. Mitinglerde sadece Kılıçdaroğlu’na oy istiyoruz ama burada bütün siyasi görüşten insanlar var. İYİ Partililer İYİ Parti’ye oy verecek. CHP seçmenine saygı duyuyorum ama her aileden bir oy istiyorum. Çünkü şu ana kadar en fazla eziyet gören benim. Bana söylenenler kimseye söylenmedi. Bir anaya, babaanneye, eşe söylenmeyecek ne varsa söylendi. Tüm kadınlara söylendi. Bize ‘Sürtük’ dendi, bana ‘Fosforlu’ dendi. Gençlere ‘Süfli’ dendi. Bana ‘Kocasını aldattı’ dendi. Bu benim için ölümdü. Şimdi sizden hangi partiye oy verirseniz verin, her aileden bir oy istiyorum. Moralim için istiyorum, iradem için istiyorum, ailem için, torumum için istiyorum. Tüm kadınlar için istiyorum. Bu kavgayı, bu mücadeleyi verebilmek için size ihtiyacım var” ifadelerini kullandı.
Ahmet Davutoğlu: “2. yüzyıla yeni bir ufuk çizmek için buradayız”
Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi: “Milletimizin yeni bir ufka ihtiyacı var. 2. yüzyıla yeni bir ufuk çizmek için buradayız. İzmir bugün destansı bir toplulukla Ankara’ya Beştepe’ye ve daha ötesine, yurdun her bir ucuna ‘Yeni bir ufuk çizmeye geldik’ diyor. Nasıl bir eşik, bunu konuşalım. Farklı siyasi geleneklerden gelen 6 genel başkan ile huzurunuzdayız. Milli birliği ve demokrasi ruhunu yaşatan bu manzarayı ortaya çıkarmak için çaba sarf eden Kemal Kılıçdaroğlu ve tüm genel başkanlara teşekkür ediyorum. Bu manzara kolay olmadı. Aylarca görüştük ama hiçbir şeyimiz gizli olmadı. Şimdi ülkemizi iki yol bekliyor. Ya şu anda otoriter yolsuzluk düzeni ile yönetilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devam edecek ya da milleti birleştiren Millet İttifakı yola devam edecek. Bir tarafta birbirini tanımadan bir araya gelen asık suratlı, öfkeli, yamalı bohça gibi Cumhur İttifakı, diğer tarafta nazik, güler yüzlü, sakin, vakur Millet İttifakı. Aramızdaki fark bu. 14 Mayıs günü sadece cumhurbaşkanlığı değişimine, iktidar değişimin imza atmayacaksınız. 2 yüzyılının yol haritasını çıkaracağız. 6 eksende aramızdaki farkı anlatayım. İlki demokrasi ve özgürlükler, insan hakları. Eğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen yamalı bohça yoluna devam ederse ki edemeyecek, bugünkü yasaklar baskılar devam edecek ve özgürlük alanımız kalmayacak. Biz gelirsek hiç kimse ötekileştirmeyecek. Herkes eşit vatandaşlık gururunu yaşayacak. Gençler tweet dolayısıyla cezalandırılmayacak. Herkes istediği gibi konuşup yazacak inanacak, istediği gibi giyinecek. Bu bizim size sözümüzdür. İki, adalet. ‘Devletin dini adalettir’ diyen bir inançtan geliyor. Adaletin olmadığı yerde huzur, güven olmaz. Bugün talimatla yürüyen yargı mekanizmasını tam ve bağımsız yargı sistemine dönüştüreceğiz. Sinan Ateş’in katillerini bulup mahkemeye çıkaracağız. Kimse cinayetin üstünü örtemeyecek. Vatandaşlarımız adalet için mahkeme önüne gittiğinde arka kapılardan iktidara yakın danışmanlar aramayacak. Üç, insan onuruna yaraşan ekonomik düzen. Ucube sistem, tek akıl ve devlet kaynaklarını yakınlarına peşkeş çeken sistem, fakiri daha fakir, zengini daha zengin yaptı. Yiğidi bir soğana muhtaç ettiler. O yiğitler şimdi soğan bile bulamıyorlar. Dört, siyasi ahlak. Ülkenin torakları imar baronlarına peşkeş çekildi. Kimse siyasi ahlak dışında hareket edemeyecek. Mal beyanı yapılacak . Beş, devlet kurumları büyük ölçüde yıprandı. Devletimiz itibar kaybetti. Mülakat üzerinden niteliksiz insanlar devlet kadrolarını doldurdu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bütün kurumları ile ayağa kaldıracağız. Temiz siyaset ve liyakatla yeniden ayağa kaldıracağız. Altı, dünyaya açık onurlu bir ülke. Bugünlerde kaybedeceğini gören iktidar, birer birer saldırganlaştı. Bu ülkede benden sonra başbakanlık yapan bir başbakan. Siz onu belediye başkanı bile yapmadınız. Seçimle değil parti içi oyunla başbakan oldu. Millete hakaret eden biri olursa, milli iradeye laf eden olursa hesaplaşırız. ‘14 Mayıs’ta yabancı istilacıları memlekete vermeyeceğiz’ diyor. Biz Millet İttifakı, bu ülkenin tek kuruşunun, tek emeğinin, tek terinin yabancılara istismar edilmesine izin vermeyeceğiz ama hiçbir cumhurbaşkanına ‘Aptal olma’ diye mektup yazılmayacak. Bizim yurt dışında tek bir cent’imiz yok, bir santimetrekaremiz yok. Yaşarsak da ölürsek de burada olacağız. Bir Müslüman, Fatiha okuyan Müslüman’a hakaret etmez, niyetini okumaz. Kılıçdaroğlu’na tahrik yaptılar. Erdoğan, cami avlusunda siyaset yaptı ve ‘Bunlar Diyanet İşleri Başkanlığını kapatacaklar’ dedi. Soruyorum; hangi metnimizde gördün Erdoğan?”
Ali Babacan: “14 Mayıs seçimi, aslında bir referandum”
DEVA Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ali Babacan, “İzmir, 15 Mayıs sabahına çoktan uyanmış. Güzel İzmir’in dağlarına çoktan bahar gelmiş. İzmir umut, neşe dolu. Gençler bu iktidar ne diyor. İş var ama gençler iş beğenmiyor diyor. Beğenmediyseniz ne varsa haklısınız. Hayatınız çocukken hayal ettiğiniz haytan farklıysa elbette beğenmeyeceksiniz. Yarınınızı göremiyorsanız elbette beğenmeyeceksiniz. Biz de beğenmiyoruz. Bu ülkenin sizlere bir gençlik borcu var. Farkındayız. Hedefimiz, her alanda Avrupa standartlarını yakalamış bir Türkiye. Çünkü Türkiye her alanda en iyisini hak ediyor. Bu ülke çok güçlü ama maalesef kötü yönetiliyor. 12 bin 500 dolara çıkmış milli gelirimiz 10 bin dolarlarda sürünüyor. Bu ülkenin iyi yönetildiğinde nasıl başarı elde ettiğini, cumhuriyetimizin kurulduğundan bu yana gördük. Türkiye dünyadan koptu, içine kapandı. Seçimlerden bir gün önce Avrupalı gençler Eurovision yarışmasını konuşacak. Türkiye katılmıyor bile. Sertab Erener bize büyük gurur yaşatmıştı. Yine başaracağız. Bunlar yine olacak. Madonna’yı Metalica’yı Rihanna’yı, U2’yu ülkemizde ağırladık. Hepsi Türkiye’ye geldi. Türkiye düzgün yönetildiğinde büyün dünyanın gözbebeği oluyor. ‘TOGG’ ürettik diyorlar ama vatandaşlar uzaktan seyrediyor. Gençler alıp binsin diye imkan sağlayacağız. Telefon, otomobil, ev almak herkes için kolaylaşacak. Bütün bunlar çok çabuk gerçekleşecek. 14 Mayıs seçimi, aslında bir referandum. İki tercihli referanduma gidiyoruz. Otoriterlik mi demokrasi mi, keyfilik mi hukuk mu, baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı, korku mu umut mu, öfke mi sevgi mi? Kriz mi hukuk mu, yoksulluk mu zenginlik mi, kara kış mı bahar mı? 15 Mayıs sabahı nefes almamız kolaylaşacak. Özgürlüğün oksijenini soluyacağız. Bu seçimi emekliler, memurlar, işçiler, öğrenciler, çiftçimiz kazanacak. Bu seçimi milyonlar kazanacak” diye konuştu.
Temel Karamollaoğlu: “Zihniyet değişikliğine, yönetim anlayışının değişikliğine ihtiyacımız var”
Saadet Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Temel Karamollaoğlu, “Önemli bir dönemden geçiyoruz. Bu seçimler, bugüne kadar yapılmış seçimlerden çok farklı bir seçim olacak. 20 yıldır iktidarda kalan ve iki dönemdir tek başına Türkiye’yi yönetenler patinaj yapmaya başladılar. Patinajın ötesinde geri gidiyorlar. Bir sürü yeni buluşla güya milletimize ne kadar becerikliyiz diye anlatmaya çalışıyorlar. Boşluna çaba sarf ediyorlar. Milletimizin derdi belli. Adalet bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz husus. Adalet olmadan devlet olmaz. O da yetmez. İnsanlar geçinebilecekleri kadar gelire kavuşmak mecburiyetindedir. Bu, sadece yandaşlara bazı pozisyonları hibe ederek sağlanamaz. 85 milyonluk ülkemizde 85 milyonun da hangi düşüncede, hangi inançta olursa olsun rahat geçinecek bir gelire ihtiyacı var. Bunu sağlayamazsanız ülkede huzur olmaz. İçinde bulunduğumuz şartlarda emniyetli şekilde politikaları uygulayabilmek için de içinde bulunduğumuz bölgenin huzura ve barışa ihtiyacı var. Ele almamız icap eden konular çok. İşsiz tek insanımız kalmayacak. Her insan rahatlıkla geçinebileceği kadar gelir elde edecek. Bu bizim idealimiz. Hangi yolla bunu gerçekleştireceğiz, bunu da ifade ediyoruz. Ülkemizi bir baştan bir başa ileri teknoloji içeren, bizi zenginleştiren tesisleri kurmak mecburiyetindeyiz. Teknoloji üreteceğiz. Teknoloji merkezleri kuracağız. İnsansız hava araçlarıydı, tankımızdı, bunları sergiliyorlar ama bizim insanımızın ihtiyaçlarınıza nasıl çare bulabileceklerini bir türlü söylemiyorlar. Çünkü nasıl çare bulacaklarını bilmiyorlar. Biz hem vaat ediyoruz hem de nasıl çözebileceğimizi anlatmaya çalışıyoruz. 14 Mayıs’ta bir zihniyet değişikliğine, yönetim anlayışının değişikliğine ihtiyacımız var. Bu arkadaşlarımız artık hantallaştı. Kendilerini değiştiremedikleri için siz bu arkadaşlarımızı inşallah 14 Mayıs’ta değiştireceksiniz” sözlerine yer verdi.
Gültekin Uysal: “Türk demokrasisinin en zor sınavına doğru yol alıyoruz”
Demokrat Parti Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Gültekin Uysal şöyle konuştu: “Damlardaki kar, saçaklardaki buz, kanayan kaynayan suya dar geliyor. Haberin var mı oluklardan akan su sesinde bahar geliyor. Şair diyor ya ‘Kim çizmiş bu hududu gönlüme dar geliyor’ dediği gibi milletimizin ruhundan fışkırmış irade ile bu coşkuyu buraya taşıyanlara bu meydan dar geliyor. İzmir bizim için çok kıymetli. Bu şehir, Türk milletinin bu coğrafyada varlığını sorgulayanlara karşı vatan toprağının bağrında sıra dağlar gibi iradenin yükseldiği kutlu bir şehir. Bu kutlu şehir tarihi sorumluluğunu bir kez daha yerine getiriyor. Türk tarihi önünde bir kez daha irade koyuyor. Bu meydan, bu ülkenin yarınlarının müjdecisidir. İnanın buna. Türk insanı arasına duvarlar örmeye çalışanlara işte bu meydan cevaptır. Türk milleti yetki istediler, yetki verdi. Güç istedi, güç verdi. Beylere o da yetmedi. ‘Dilimizden dökülen kanun olsun’ dedi. Şaibeli referandumla onu da geçirdiler. ‘Sınırsız yetki olsun, sıfır denetim mekanizması ile uçacağız kaçacağız’ dediler. Bu keyfi rejimin fiilen ve resmen işlediği günden bugüne bu milletin sofrada ekmeği küçüldü. Gençleri daha fazla iş bulamaz gale geldi. Türkiye’yi demokrasi liginden küme düşürerek kendi siyasi hedeflerine gideceklerini düşündüler. Bugün milletin iradesini boğmaya çalışıyorlar. Bir İçişleri Bakanı var. 14 Mayıs seçimleri darbe girişimiymiş. Bu beylerin zihinlerinin nasıl çalıştığı ortaya döküldü. Demokrasi zaten muhalefette ifade edilecek bir inanç. Onlar hiçbir zaman inanmadılar zaten. Demokrasi ile ilgili ufuklarını gördük. Adları ak olabilir ama alınlarının ak olmadığını gördük. Eğer bugün evladımız ‘Alın teri döktüm, sınavlardan başarılı oldum. Kamunun sınavlarına girdim, başarılı oldum. Hakkımı ne şah ne padişah ne de reis yiyebilir’ dediği gün bilesiniz ki adalet işliyor demektir. Adalet işlemiyor. Türkiye’de adalet maalesef büyüklerin yırtıp geçtiği, vatandaşlarımızın takıldığı örümcek ağına dönüşmüş durumda. Türk demokrasisinin en zor sınavına doğru yol alıyoruz. ‘Yeter’ diyeceği. Ege’nin güzel şivesi ile ‘Yetti gari’ diyeceğiz. Söyleyecek sözleri kalmadı, yalanları kalmadı. Şimdi muhalefeti eleştirmekle meşguller. Terör örgütleri ile işbirliği yapma imtiyazı Erdoğan’da. PKK ile FETÖ ile işbirliği yapabilir. Bunlar yetmedi Gaffar Okan’ın katilerini aday listelerinde aday yaptılar. Vatanseverliğimiz, bu mevsimlik milliyetçiler gibi olamaz.”
Ekrem İmamoğlu: “Kazanıyoruz. Bunu aklınızdan çıkarmayın”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi: “İzmir muhteşem görünüyor. Hatta ucu görünmüyor. İzmir hazır mıyız? Her şey çok güzel olacak. Kazanıyoruz İzmir, kazanıyoruz. Millet kazanıyor millet. Hiç şüpheniz olmasın. Çünkü sizlere güveniyoruz, İzmir’e güveniyoruz, Türkiye’ye güveniyoruz. Pırıl pırıl gençlere güveniyoruz. Hanımefendilere, beyefendilere, çocuklara güveniyoruz. Milletin evlatlarına güveniyoruz. Demokrasi aşığı milletimize güveniyoruz. Cumhuriyetimiz kurulurken millet iradesi esas alındı. Millet iradesi önüne koyuldu ve o yol takip edildi. Millet İttifakı, cumhuriyetin yolunu takip ediyor. Bu yol, 2. yüzyılın başında muhteşem bir dönem vaat ediyor. Millet İttifakı bu milletin ortak aklı. Ortak ruhu, birliği. Tabii ki birleştirici güç lazım. 6 liderin ortaya koyduğu bu birlik, muhteşem. Bu ittifakın en önemli kazanımlarımdan biri; İstanbul’u kazandık. Birlikte kazandık. O birleştirici gücü ortaya koyan, demokrasi kazanımlarının teminatı olan, Allah’ın izni ile 15 Mayıs sabahı 13. cumhurbaşkanımız olacak Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyoruz. Bu kadrolar, milletin ihtiyaçlarını esas alan kadrolar. Liyakatli kadrolar. Liderlerimiz, devlet deneyimi olan kadrolar. Ortak aklı esas alan, milletin taleplerini dinleyen ve asla insanları ayırt etmeyen, partizanlığı bütün devlet kademelerinden söküp atan ve esas olan Millet İttifakı’nın iktidarı milletin iktidarıdır. Biz bu süreci, milletin evlatları ile yöneteceğiz. Biz ekonomi rahatlasın istiyoruz. Mutfaktaki yangın sönsün, paramız pul olmasın istiyoruz. Ortak akıl işbaşına geliyor; hazır ol İzmir, hazır ol Türkiye. Ortak akla, demokratik katılıma, her konunun muhatabıyla konuyu çözüme kavuşturmaya hazır bir ekiniz. En büyük referansı şehirlerimizde yaşattık. Çünkü biz Millet İttifakı’nın ruhu ile görev yapıyoruz. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Sahadaki demagojik cümlelere aldanmayın. Unutmayın ki Millet İttifakı’nın güçlü kadroları, arkasındaki toplumsal güç sadece bu ittifak için değil 86 milyon insanımız için seçim kazanacak. Seçimi onlar kazanırsa milli irade, Millet İttifakı kazanırsa darbeymiş. Hadi oradan. Bu usulsüzlüklere nasıl başvurduklarını İstanbul’dan hatırlıyorsunuz. Bir sandığa 4 oy atılmış ama biri geçersiz. Bak, bak. Utanmadan ‘Çaldılar’ dediler millete. ‘Hırsızlar’ dediler ama ne oldu? 13 bin oyu yeterli göremeyen akla, 806 bin oyluk Osmanlı tokadı attılar. Kazanıyoruz. Bunu aklınızdan çıkarmayın. 86 milyonun iktidarı geliyor. Bir avuç insan kaybediyor. ‘Her şeyin sahibiyim’ diyen, tıpış tıpış evine gidiyor. Gençliğimiz var, yolumuz uzun. O zaman asla bölünmeyeceğiz. Oylarımızı bölmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığında oyumuz Kemal Kılıçdaroğlu’na. Oylarımız Millet İttifakı’na. Bir oy patlaması bekliyoruz. Bu seçim partilerin yarışı değil. Bir kesimin iktidar olma seçimi değil. 86 milyon insanın kazanacağı bir seçim. 2. yüzyılın pırıl pırıl geleceğe kavuşma seçimi. 15 Mayıs sabahı düşünün pırıl pırıl bir güne uyandınız. Oksijeni içine çekiyorsunuz; mis gibi demokrasi, mis gibi eşitlik, mis gibi liyakat, mis gibi kadınlara özgürlük, mis gibi hak, hukuk, adalet.”
Mansur Yavaş: “Çankaya’ya kadar yürüteceğiz. O yürümeyi seviyor”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Mansur Yavaş, “Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinden İzmir’e selam getirdim. Biz artık alıştık, normal seçimi unuttuk. Siyasi partilerin fikren yarıştığı dönem bitti. Seçime gidiyoruz, sürekli üstümüze bir şeyler sallamaya başlıyorlar. Her şeyi tükettikleri için, söyleyecekleri söz kalmadığı için bir şeylerle suçluyorlar. Biz bu nefret dilini yok edeceğiz. Kötülüğü yok edeceğiz. Türkiye’yi normal siyasetle buluşturacağız. ‘Biz kaybedersek darbe olur’ diyorlar. Biz size kaybettirmek için buraya geldik. Bundan daha doğal ne var? ‘Seçime girebilirsiniz ama kazanamazsınız, kazanmak yasak’ diyor. Demokrasi yerini bulacak. Millet iradesi sandığa yansıyacak, çıktığı şekilde kabulleneceksiniz. Ankara’da 25 yıllık rant imparatorluğunu bırakmamak için, bu ranttan kopmak istemediler. İftiralar attılar. ‘Yönetemez’ dediler. Bir sürü ödüller aldık, borçları ödedik. Tıkır tıkır işlerimiz devam ediyor. Uluslararası şeffaflık ödülü aldık. Belediyede yolsuzluk dönemi bitti. Baktılar anketler kötü, yapılan konuşmalar anketler üzerine yapılan konuşmalar. Anketleri gördükçe saçmalamaya devam ediyorlar. ‘PKK’lılar sayaç okuyacak’ diyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde PKK’lının ne işi var? Söktükleri TC tabelasını yerine taktık. İstanbul seçiminde aynılarını söyleyemeye başladılar. ‘İstanbul düşerse Kudüs düşer, Mekke düşer’ dediler. Seçimi iptal ettiler, İmamoğlu gerekli dersi verdi çok daha iyi oldu. Bırakmak istemiyorlar Çakarlı arabalarını, villalarını, üç beş maaşı, liyakatsizliği, torpili bırakmak istemiyorlar. Bu düzen onların işine deliyor. Artık bu ülkede nefret siyasetinin normalleşme zamanı geldi. Benim bildiğim, iyi bir Müslüman’ın ağzından bal damlar. Kimseye iftira atmaz, yalan söylemez. Genel Başkanımızın bugüne kadar Cumhur İttifakı’na tek kötü söz söylediğini duymadım. Siyasetin normalleştiği, tatlı, merhametin ön plana çıktığı, aç açıkta kimsenin kalmadığı, kalkınmış bir ülke için birleştik. Birleşe birleşe kazanacağız. Çünkü ayrışmak istemiyoruz. Bu ülkenin ayrışmaya tahammülü yok. İnşallah Genel Başkanımızı Kızılay’da karşılayacağız, Çankaya’ya kadar yürüteceğiz. O yürümeyi seviyor” dedi.
Tunç Soyer: “Geleceğin Türkiye’sine çok yakışıyorsunuz”
Mitingde, CHP İzmir’in milletvekili adayları ve ilçe belediye başkanları da sahneye çıkarak vatandaşları selamladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yeni bir çağı başlatmaya hazır mısınız? Bugün gelincik tarlasına dönen bu meydanda serpilen tohumlar, ülkemizin her karış toprağını saracak. Cumhuriyet tarihinin en büyük dostluk ve kardeşlik projesinin mimarı Genel Başkanımız, İzmir sizi cumhurbaşkanı yapmaya kararlı ve siz geleceğin Türkiye’sine çok yakışıyorsunuz. Genel Başkanımız liderliği ile yerelde elde ettiğimiz başarıyı ülkemizin her köşesine yayma zamanı. Sizin önderliğinizde bunu mutlaka başaracağız. 14 Mayıs’ta hep birlikte ülkemizi tertemiz bir siyasete teslim edeceğiz” ifadelerine yer verdi.