Online ‘erime’ dönemi

Korona virüsten korunmak için evde geçirilen zamanın artması ve hareketsiz yaşamın alışkanlık haline getirilmesi, binlerce kişide kilo krizine neden oldu. Evde kendine hakim olamayıp sürekli yemek yiyenler, çareyi online hizmet veren diyetisyenlere yönelmekte bulurken, internette paylaşılan egzersiz önerilerini de mercek altına aldı.

Online ‘erime’ dönemi

Korona virüsten korunmak için evde geçirilen zamanın artması ve hareketsiz yaşamın alışkanlık haline getirilmesi, binlerce kişide kilo krizine neden oldu. Evde kendine hakim olamayıp sürekli yemek yiyenler, çareyi online hizmet veren diyetisyenlere yönelmekte bulurken, internette paylaşılan egzersiz önerilerini de mercek altına aldı.

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazan Turhan, evde kalmanın gerekli olduğu bu dönemde vücudun enerji ihtiyacının da normale göre daha az olduğunu söyleyerek, “Son dönemde, kilo problemi yaşayanların sayısında ciddi bir artış oldu. Bunun en önemli nedenlerinden biri, vücudun ihtiyaç duyduğundan 2-3 kat fazla enerji alınması. Yarım saat arayla buzdolabını açıp ‘Acaba ne yiyebilirim?’ diye bakanlar var. Sıkıntı ve boşluktan kurtulmanın yolu yemek olamaz. Bu alışkanlıktan vazgeçmeliyiz” dedi.

Prof. Dr. Nazan Turhan, pandemi sürecinde sağlıklı beslenmenin hem bağışıklık sisteminin korunması hem de oluşabilecek diğer sağlık sorunlarının önüne geçilmesi açısından büyük önem taşıdığını belirtti.

“Kulaktan duyma bilgiye dikkat”

Kilo sıkıntısıyla ilgili birçok kişinin yardıma ihtiyaç duyduğunu, kendisini mutsuz hissettiğini vurgulayan Prof. Dr. Turhan, “Pandemiyle birlikte birçok kişi, uzaktan çalışmaya geçti. Ayrıca geceleri de evdeyiz. Durum böyle olunca gün içindeki hareketimiz kısıtlanıyor, buna bağlı olarak normal yaşantımıza göre enerji ihtiyacımız da azalıyor. Normal yaşantıdaki yeme alışkanlıklarını bu dönemde değiştirmeli, vücuda ihtiyaç duyduğundan fazla enerji vermemeliyiz. Bunun birinci koşulu da porsiyonları ufaltmak, aynı zamanda yeme çeşitliliğini de artırmak. Sadece etle, tahıl gruplarıyla ya da sebzeyle beslenmemeli; hepsinden belirli bir oranda alarak, çeşitliliği fazla olan bir beslenme alışkanlığına geçmeliyiz. Bir çocuğun, gencin ya da yetişkinin günlük kalori ihtiyacı aynı değil. Ancak sağlıklı beslenmenin ilk adımını kendi içimizde atmalı, kontrolümüzü sağlamalıyız. Kilo problemi olanlar, elbette bu işin uzmanı olan diyetisyenlerden destek alabilir. Ancak çevremizde kulaktan duyma her bilgi dikkate alınmamalı, internette okunan diyet ya da beslenme önerileri de uzmanına sorulmadan ezbere uygulanmamalı” dedi.

“Börek yerine fındık ve badem”

Prof. Dr. Turhan, şöyle devam etti: “Sağlıksız kilo alımını önlemek için toplam yağ miktarı, toplam enerji alımının yüzde 30’unu geçmemeli. Yiyeceklerimizi kızartmak yerine buharda pişirmeli, ızgara veya soteleme gibi daha az yağ gerektiren pişirme yöntemleri tercih etmeliyiz. Kırmızı ve beyaz etlerdeki fazla yağı uzaklaştırmalı, derisiz ürünler tüketmeliyiz. Kek, pasta, börek gibi çay yanında tüketilecek atıştırmalıklar yerine ceviz, fındık ve badem tüketebiliriz. Güne mutlaka kahvaltıyla başlamalıyız. Pandemi nedeniyle çalışma düzeni değişince, bazı kişiler öğle ve akşam olarak iki öğün beslenmeye başladı. Ancak bu durum, kesinlikle doğru değil. Kahvaltıdan vazgeçmemeli, sabah öğünlerini atlamamalıyız. Ayrıca bol bol su içmeyi de ihmal etmemeliyiz.”

“Evde bulunsun diye her şeyi almayın”

Gece ve hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması olduğu için birçok kişinin ‘bir daha sokağa çıkmayacakmış gibi’ alışveriş yaptığına dikkat çeken Prof. Dr. Turhan, “Kişiler, belki de farkında bile olmadan, ‘Evde bulunsun’ diyerek ihtiyaç dışı ürünlere yöneliyor. Gıda alışverişi mutlaka planlı yapılmalı. Alışverişe çıkmadan önce bir liste hazırlanmalı ve buna göre adım atılmalı. Evde hareketi artırmalı, kendimize basit egzersizlerden oluşan bir program hazırlamalıyız. Spor, sadece fiziken değil, psikolojik olarak da zor bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde rahatlatıcı ve motive edici olacaktır” diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER