Üyelerinin büyük çoğunluğunun ihracat ve yurtdışı bağlantısı bulunan EGİAD (Ege Genç İş İnsanları Derneği), ‘Uluslararası İlişkilerin Değişen Dinamikleri Çerçevesinde Ukrayna Savaşı’ konulu toplantı düzenleyerek, Rusya-Ukrayna savaşının tüm etkilerini masaya yatırdı.
‘Uluslararası İlişkilerin Değişen Dinamikleri Çerçevesinde Ukrayna Savaşı’ konulu toplantının açılışında bir konuşma yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cem Demirci, Rusya-Ukrayna savaşının ulusal ve uluslararası boyuttaki etkilerini değerlendirerek, “Ülkemizin stratejik konumu gereği yakınımızda sürekli yaşanan çatışma, savaş ve krizler tüm dünyayı etkilemesinin ötesinde bizleri daha derinden ve uzun süreli olarak etkiliyor. Bu etkilerin insani, politik, coğrafi ve ticari birçok etkisi var. İnsani açıdan tabi ki savaşın her türlüsüne karşıyız. Bu doğrultuda temel ilkemiz, Atatürk’ün ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözünde karşılığını buluyor” dedi.
Avrupa’da birçok ülkenin enerjide Rusya’ya bağımlı olduğunun vurgulandığı etkinlikte konuşan Demirci, “Dünyanın en büyük fosil yakıt üreticisi ve ihracatçılarından biri olan Rusya’nın başlattığı savaş nedeniyle doğalgaz ve petrol fiyatlarında ciddi yükseliş kaydedildi. Buna bir de ülkemizde yaşanan enflasyon ve kur krizi de eklenince gerçekten oldukça zor bir döneme girdik” şeklinde konuştu.
“Gıda krizini fırsata dönüştürebiliriz”
Bilim insanlarının değerlendirmesiyle sağlıklı zeminde, farklı görüşler eşliğinde sürecin bir analizinin yapılmasını önemsediğini dile getiren Demirci, yaşanan savaşın gıda sektörüne yönelik etkilerini de değerlendirerek, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, yaptığı açıklamada Rusya- Ukrayna savaşının etkilerinin bölgeyle sınırlı kalmayacağını ve küresel gıda sistemini erittiğini söyledi. Bu tahmini gerçekçi bulmak zorundayız. Çünkü dünyanın ekmek sepeti olarak anılan Rusya ve Ukrayna, küresel çapta buğdayın yaklaşık yüzde 30’unu, mısır tedarikininse yüzde 80’ini karşılıyor. Özellikle Mısır, Lübnan, Pakistan, İran ve Etiyopya gibi ihtiyaçlarını karşılayacak kadar buğday, arpa, mısır veya diğer tahılları üretemeyen ülkeler risk altında. Türkiye ise Rusya’dan en fazla buğday ithal eden ülke konumunda bulunuyor. Ülkemiz aslında tarımsal üretim anlamında güçlü bir ülke. Yetiştirdiğimiz ürünlerle küresel gıda krizini fırsata dönüştürme potansiyeline sahip olabiliriz. Örneğin gıda üretimimizi bize yetebilir bir seviyenin üzerine çıkarabilirsek ve Orta Doğu’ya gıdayı verdikten sonra buna karşılık petrol alımını gerçekleştirebilirsek üretim maliyetlerimizi de düşürebiliriz” dedi.
Savaşın başından bu yana birçok ünlü batılı firmanın, ekonomik yaptırımların yanı sıra siyasi baskılar ve kamuoyu beklentileri üzerine Rusya’dan çekildiğini hatırlatan Demirci, “Bu çekilmelere karşılık olarak da Rusya ise ülkeden çekilmeye karar veren şirketlerin malvarlıklarının kamulaştırılabileceğini açıkladı. Savaş insani ve ekonomik boyutta tüm Dünyayı derinden yaraladı. Savaşın bir an önce sona ermesini beklemekteyiz” diye konuştu.
Ege Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinem Ünaldılar Kocamaz ise savaşın bölgedeki son gelişmelerini değerlendirirken; siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan tüm yönlerini de masaya yatırdı.