Barbaros Hayrettin Paşa Camii açılışına günler kaldı

Osmanlı mimari özelliklerine sahip Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nin açılmasına sayılı günler kaldı. Levent Camii Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk, "Önümüzdeki bir iki hafta içerisinde inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle camimizi resmen ibadete açmış olacağız" dedi.

Barbaros Hayrettin Paşa Camii açılışına günler kaldı

Osmanlı mimari özelliklerine sahip Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nin açılmasına sayılı günler kaldı. Levent Camii Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk, "Önümüzdeki bir iki hafta içerisinde inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle camimizi resmen ibadete açmış olacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 3 Temmuz 2020 tarihinde temeli atılan, Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nin yapımında sona gelindi. 35 aylık süreçte yapımı tamamlanan ve birkaç hafta içerisinde açılışı yapılacak olan camiye ilişkin inşaat mühendisi ve Levent Camii Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk açıklamalarda bulundu.

"Bu proje genel anlamda bir ihtiyaç projesi"

Caminin isminin nereden geldiğini açıklayan Külünk, "Cami inşaatımızı şükürler olsun tamamlama aşamasına getirdik. Önümüzdeki 1-2 hafta içerisinde inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle camimizi resmen ibadete açmış olacağız. Tabii bu proje genel anlamda bir ihtiyaç projesi. Yıldız Hamidiye Camii’nden Sarıyer - Büyükdere arasında ana caddede bu büyüklükte bir cami yok. Ufak camilerimiz var, yerel ihtiyaçları karşılayan ama camimizin bulunduğu bölge, Levent semti ve etrafımız tamamen iş merkezleriyle, alışveriş merkezleriyle, çepeçevre kuşatılmış, hareketli nüfusun çok yoğun olduğu bir semt. Niçin Barbaros ve Levent? Beşiktaş ilçesine bağlı Levent semtindeyiz. Levent, Barbaros Hayrettin Paşa’nın askerlerinin yani leventlerinin eğitim alanı ve biz bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemiyle beraber Barbaros Hayrettin Paşa’nın adına bir cami inşaatı yaptık. Temel atma merasimimizden sonra çok hızlı bir çalışmanın içerisine girdik. Bir taraftan mimari projelerimiz çizildi. Mimari projemizi Hacı Mehmet Güner ve bir proje ekibiyle beraber yoğun bir şekilde çalışmalara başladık. Hemen akabinde hafriyat çalışmasına başladık ve çok hızlı bir şekilde organize olarak inşaatımızı bu noktaya taşıdık" ifadelerini kullandı.

"Camide halı serilmesi demek ertesi gün namaz kılınabilecek halde demektir"

Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nin iç tasarımını anlatan Ergin Külünk, "Burada camimizde aynı anda 20 bin insan ibadet edebilmekte aynı anda da 40 bin insan cenaze namazı kılabilecek imkana sahip. Bunun bir öte adımı da camimizin sert zemin ve avluları aynı zamanda bir toplanma alanı vazifesini görecek. Bunun için AFAD’a müracaatımızı yapacağız. Burayla ilgili özel bir proje çalışması yapacaklarını tahmin ediyoruz. Caminin dışında bizim otoparklarımız var, kültür alanlarımız var, 4-6 yaş bir kreşimiz var, bir kitap kahvemiz var. Kültürel olarak dijital simülasyonların yapıldığı gösteri alanları var. Çok amaçlı salonlarımız var. Bunlar belki çok büyük değiller ama kısmi ihtiyaçları karşılayacak şekilde organize olmuş durumda olacaklar. Cami inşaatımızda kullandığımız malzemelerin tamamına yakını bu topraklarda, bu coğrafyadan üretilen bu coğrafyadan çıkan ürünler. 600 metre kareye yakın çini çalışmamız var. UNESCO tarafından kültür mirası olarak ilan edilmiş olan Mehmet Gürsoy beyefendinin imzasının olduğu Çinlileri değerlendirdik. Çok özel minyatürlerimiz var. Çok özel tavanlarımız var. Mutlaka arkadaşlarımız göreceklerdir. Kapılarımız, klasik cami kapılarında olduğu gibi kündekari çalışmalarıyla yapıldı. Kündekari çalışma biliyorsunuz, çivi kullanılmadan ahşabın birbirine ile kenetlenmesiyle meydana gelen bir çalışmadır. Ve şu anda sondan bir önceki adımdayız. O da halıyı seriyoruz camide halı serilmesi demek ertesi gün namaz kılınabilecek halde demektir" şeklinde konuştu.

"Deniz temalı ögeler çok daha fazla olmalı diye düşündük"

Külünk konuşmasının devamında, "Altında bulunduğumuz avizemizde 99 tane fanusumuz var. 99 fanusu bilerek tabii ki yaptık. Niye? 98 değil, 100 değil? 99’u bilerek yaptık. Esma-ül Hüsna’ya nezire olsun diye, şu an ana kubbenin altındayız. Ana kubbe yazımız, bakır ve nanoteknoloji paslanmaz çeliğin altın rengine çevrilerek uygulanmış bir yazı çeşididir. Etrafındaki yazımızı Hattat Ferhat Kurlu yazmıştır, süslemelerimizi Mustafa Çelebi Hoca yapmıştır. Tabii bu projeyi yaparken, teknik ekiple çalışmanın keyfini her zaman yaşadık. O da nedir? Ne yapacağınızı tartışmak. Evet biz yazı yazmaya başlarken önce günlerce ne yazacağımızı tartıştık. Burada biz Barbaros Hayrettin Paşa’nın adına, hatırasına hürmeten bir cami yapıyoruz. Demek ki deniz ön planda, deniz temalı öğeler çok daha fazla olmalı diye düşündük ve İbrahim Suresi otuz ikinci ayeti ana kubbemizde yazdık. Onun dışında diğer yazılarımızın büyük bir kısmı da yine deniz ve denizcilikle alakalı. Pencerelerimizde ve desenlerimizde de camimizi ziyarete gelecek olan insanlar deniz ve denizciliği göreceklerdir. İşte halımız, okyanus yosunu diyebileceğimiz havayı vermekte, çinilerimizde de bunu görmekteler. Pencerelerimizde, kapılarımızda revizem pencerelerde, yarım kubbelerde, çeyrek kubbelerde bunların hepsinde göreceklerdir" dedi.

"Mihrap 80 bin parça çininin bir araya gelmesiyle yapıldı"

Mihraptan özel olarak bahsetmek isteyen Külünk, "Mihrap 16 metre yüksekliğinde, birkaç yüzyıldır yapılmayan bir tekniği uygulayarak yaklaşık 80 bin parça çininin bir araya gelmesiyle yapıldı. Yaklaşık bir buçuk sene gibi projelendirilmesi, imalatının yapılması ve yerine montajının yapılması yaklaşık bir buçuk sene kadar süren bir çalışmaydı. Birkaç yüz senedir bu uygulama yapılmıyor. Niçin yapılmıyor? Türkiye’nin şartları buna çok müsait. Bizim tamamen yerli ustalarımızın kendi ustalarımızı, kendi sanatçılarımızın yaptığı çalışma burada uyguladık. İbrahim Suresi 32. Ayeti yazdık. Yarım kubbelerimizde, İbrahim Suresi 30. Ayet ve Yasin Suresi 41 ve 42. Ayeti yazdık. Kuşak yazımızda Errahman Suresi’nin tamamını yazdık ve konkav bir şekilde yazdık. Sadece aslan göğsündeki yazılarımızın meallerini sizlere nakledeyim. Dost olarak Allah yeter. Güvenmek için Allah yeter. Yardımcı olarak Allah yeter. Şahit olarak Allah yeter. Ama tabii bu dört ayeti bir araya getirmek için birkaç dört toplantı yapıldığını da burada parantez içinde belirteyim" açıklamasında bulundu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER