Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına motivasyon teknikleri eğitimi verildi

Mersin Büyükşehir Belediyesi Çalişanlarina “motivasyon Teknikleri Eğitimi” Verildi. Eğitimde, Pozitif Psikoloji, Psikolojik Sağlamlık, Mutluluk Konu Başlıkları İle Çalişanlara Mutlu Olmanın Ve Kendini Motive Etmenin Teknikleri Anlatıldı.

Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına motivasyon teknikleri eğitimi verildi

Mersin Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına “Motivasyon Teknikleri Eğitimi” verildi. Eğitimde, pozitif psikoloji, psikolojik sağlamlık, mutluluk konu başlıkları ile çalışanlara mutlu olmanın ve kendini motive etmenin teknikleri anlatıldı.

Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, 2020 yılı Hizmet İçi Eğitim Programı kapsamında Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı tarafından verilen eğitimler, Zabıta ve İtfaiye Dairesi Başkanlığı, Çağrı Merkezi ve güvenlik personeline yönelik olarak gerçekleştiriliyor. Eğitimler yıl boyunca sürecek.

“Olaylara nereden baktığımız olaylardan etkileniş biçimimizi belirliyor”

Pozitif psikolojinin tanımı ile katılımcıları bilgilendirerek eğitime başlayan Şavklı, olumsuz bakış açısını olumluya çevirmenin mutluluğun ve motivasyonun ilk adımı olduğunu söyledi. İnsanların, başlarına gelen büyük problemleri nasıl algıladıklarının mutluluğu etkileyen en önemli etken olduğunu vurgulayan Şavklı, “Bakış açımız ve olaylara nereden baktığımız, olaylardan etkileniş biçimimizi belirliyor. Etrafımızdaki olayları değiştiremeyiz, müdahalemiz kısıtlıdır. Yani bazısına müdahale edebiliriz ama hepsini kontrol altına alamayız. Tek bir şeyi net bir şekilde değiştirebiliriz; bu olaylardan etkileniş biçimimiz. Bu da bakış açısıyla alakalı” dedi.

“Pozitif psikoloji Polyannacılık değildir”

Pozitif psikolojinin bireylerin olumsuz, eksik ve sorunlu yönlerinden çok, olumlu özelliklerine, güçlü yanlarına ve erdemlerine odaklanan bir yaklaşım olduğunu ifade eden Şavklı, “Pozitif psikoloji Polyannacılık değildir. Olumsuz duyguları da tabi ki yaşayacağız ama her şeyin içerisinden olumlu olanı görebilmeliyiz. Bakış açımızı değiştirmeliyiz. Yaşamı ve yaşanmaya değer şeyleri araştırmalıyız. Hepimizin güçlü ve zayıf yönleri vardır. Aslında biz bu noktalara odaklanarak gitmeliyiz” diye konuştu.

Psikolojik rahatsızlık ortaya çıktıktan sonra destek almaya gidildiğini, ancak soruna maruz kalmadan önüne geçmek gerektiğini belirten Şavklı, önleyici işlevin önemine vurgu yaptı. Şavklı, kişinin “Tek başına neyi değiştirebilirim ki?” dememesini önererek, Kars’ta bulunan Selim Tren İstasyonu örneğini paylaştı. Selim Tren İstasyonu’nda çalışan görevlilerin yaptıkları ağaçlandırma çalışmasıyla bozkırın ortasında oluşturdukları küçük ormana dikkat çeken Psikolog Şavklı, pes etmemenin mutlulukta temel anahtar olduğuna vurgu yaptı. Şavklı, “Tek başına, bireysel çabamızla birçok şeyi değiştirebiliriz. Birçok şeyin farkındalığını oluşturabiliriz. Hemen etkisini görmeyebiliriz ama zamanla muhakkak görebileceğiz. Çabuk pes etmemek en önemli şey” ifadelerini kullandı.

“Mutluluk neye sahip olduğumuz değil, sahip olduklarımızın keyfine varabilmemizdir”

“Mutluluk nedir? Ne olsa mutlu olurdunuz?” sorularını katılımcılara yönelten Şavklı, mutluluğun bilimsel tanımının yanı sıra; “Neye sahip olduğumuz değil, neyin keyfine varabildiğimizdir” diyerek personelin bakış açısını değiştirmeye yönelik bilgiler verdi. Şavklı, sorduğu soruya personelin verdiği yanıtlardan yola çıkarak şunları söyledi:

“Sonuçlar genellikle maddiyatla alakalı çıkıyor ya da bir başkasının vereceği hediyelere bağlı olabiliyor. Mutluluğun tanımını yaparken bir şeylere sahip olmaktan gidiyoruz. Örneğin; ‘bir arabam olsa, evim olsa mutlu olurdum’ gibi cevaplar oluyor. Aslında mutluluk neye sahip olduğumuz değil, sahip olduklarımızın keyfine varabilmemizdir.”

“Kendi duygularımızı tanımalıyız”

Eğitimde mutluluğun belirleyicilerine de değinen Şavklı, belirleyicilerin yüzde 50 genetik faktörler, yüzde 40 amaçlı etkinlikler ve yüzde 10 yaş, cinsiyet, gelir düzeyi, eğitim düzeyi, evlilik, yaşanan çevrenin içerisinde yer aldığı yaşam şartları olduğunu ifade etti. Şavklı, insanların genel düşüncesi olan “para mutluluk getirir” fikrinin ana teması olan paranın yüzde 10’luk demografik değişkenin içerisinde yer aldığını belirterek, “Yapılan araştırmalarda çok para harcamanın, çok tüketmenin, çok kıyafet almanın mutluluğu sağlamadığı sonucu ortaya çıkıyor. Mutluluk için para etkili ama yüzde 10’luk dilimin içerisindeki maddelerden bir tanesi, yani o kadar büyük bir etkisi yok. Kendimizi tanıyarak kendimizi mutlu edebiliriz” diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER