Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaz aylarında orman yangınlarının çıktığı mahallelerde doğaya gelişigüzel hafriyat ve moloz dökülmesine vatandaşlar tepki gösterdi.
Bodrum’da yaz aylarında yangından etkilenen Dereköy ve Yaka mahallelerinde inşaat firmaları hafriyat ve molozları gelişigüzel doğaya döktü. Bazı bölgelerde de dere yataklarına da hafriyat döküldüğü görüldü. İhbar üzerine birim amirleri ile bölgeye giden Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, yaptığı incelemenin ardından moloz ve inşaat artıklarını döken firmaların belirlenip en üst seviyeden ceza kesileceğini belirtip, suç duyusunda bulunacaklarını dile getirmişti. Çok sayıda Bodrumlu, Dereköy Kavakderesi mevkisine giderek hafriyat ve moloz dökülmesine tepki gösterdi.
Çeşitli STK temsilcilerinin de yer aldığı eylemde konuşan Umay Karabaş, “Anadolu’nun da paylaştığı inanca göre ikinci cemrenin ve suya düştüğü, doğanın yeniden uyandığı günlerdeyiz. Şu an bulunduğumuz Kavakderesi vadisi aslında tam da bu uyanışa bizzat şahit olup kutlama yapabileceğimiz Bodrum’un en nadir doğal, su tutma havzası. Sizleri bir cümbüş, bir kutlama için davet etmiş olmayı çok isterdik. Fakat burası da, Bodrum’un tüm bozulmamış doğal ve tarihi alanları gibi, yok etmeye adeta ant içmiş, gözü maddi kazançtan başka her şeye kapalı inşaat furyasının baskısı ve tehdidi altında. Aylardır bu mevkide kaçak inşaat, moloz/hafriyat dökümü, mıcır depolama, bitki örtüsünü kaldırıp zemini tıraşlama gibi plansız, usulsüz, izinsiz işler yapılıyor. Gerek buranın halkı gerekse bizler defalarca yazılı ve sözlü şikayette bulunduk, birebir görüşmeler yaptık" dedi.
Kavakderesi’nin çok zengin bir ekolojik yapısı olduğunu, çok sayıda endemik bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yaptığını dile getiren Karabaş, “Bodrum’da bir tane daha Kavakderesi yok; olması, yapılması da mümkün değil. Jeolojik yapısının da kaya ve toprak türü açısından hayli önemli olduğunu düşünürsek, 10 milyon yıllık bir zamandan bahsediyoruz. Başka bir Bodrum olmadığı gibi Bodrum’da başka bir Kavakderesi de mümkün değil ve burayı kaybedersek hepimizin, tüm yarımadanın yaşamı, varlığı açısından nasıl sonuçları olabileceğini kestirmek çok güç. Dolayısıyla soruyoruz: Yeni yeni siteler, turistik tesisler mi? Kavakderesi mi? Moloz yığını, mıcır deposu mu? Kavakderesi mi? Asfaltlanmış yeni yeni yollar, tıraşlanmış yamaçlar, GES’ler mi? Bodrum’un kalbinde sağlıklı, ilaçsız tarım mı? Daha da susuzluğa teslim edilen bir Bodrum mu? Son özgür akan deresini ve havzayı korumak için kolları sıvamış bir Bodrum mu?” ifadelerini kullandı.