Son birkaç yazımda CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu (CK) eleştiriyorum. Eleştirilerime gelen tepkilere ilişkin yazının ilerleyen bölümlerinde bir değerlendirme yapacağım.
Meramımızı anlatmak, kişisel bir derdimizin olmadığını bir kez daha ortaya koymak için eleştirmeye devam edelim.
CK, 31 Mart ve 23 Haziran seçim başarıları üzerinden kendine bir siyasi istikbal kurma derdinde. Bir grup avanesi de galibiyetin mimarının CK olduğuna inanıyor. O zaman fanatik bir şekilde CK’yi savunanlar da dahil olmak üzere herkese soruyorum:
Kim, CK İstanbul İl Başkanı olduğu için CHP’ye oy verdi?
“CK, il başkanı olmasaydı CHP’den başka partiye oy verirdim” diyen var mı?
CK için CHP’ye oy veren kimseyi ben duymadım ama Ekrem İmamoğlu için CHP’yi tercih eden binlerce insan olduğunu biliyoruz. Meral Akşener için, Selahattin Demirtaş işaret ettiği için gidip CHP’ye oy veren binlerce, on binlerce insan var.
Tüm CHP milletvekilleri İstanbul’a “mitil attı.” Meclis çalışmalarını bırakıp İstanbul’da sokak sokak dolaştılar, hemşerileriyle bir araya geldiler. Hiçbirinin CK gibi havalara girdiğini gören var mı?
Övgü dolu, belgesel tadında hazırlanan görseller CK’den bağımsız mı hazırlandı? CK’nin haberi yok muydu? Eren Erdem aylardır cezaevinde. Sağolsun CHP Milletvekilleri duruşmalarına katılıyorlar ama CK için koparılan fırtınanın yarısı bile Eren Erdem için koparıldı mı?
CK bilmeli ki başkalarının başarılarını kendi üzerine yazmak ve bunun üzerine bir siyasi istikbal kurmaya çalışmak öyle kolay değil / olmamalı. Bizim eleştirdiğimiz nokta işte burası. Kimse başka bir yere çekmesin, şakşakçılığı gidip benden uzakta yapsınlar.
SİYASİ FANATİZMİN VARDIĞI NOKTA
Siyasette fanatizm insanın sağlıklı düşünce üretmesinin önünde engel olmasının ötesine geçip insanların okuduğunu anlamamasına kadar varmış.
Yazılarımın altına yapılan yorumlar, doğrudan bana gönderilen mesajların içeriği ve niteliği gerçekten çok vahim. Siyasetle az buçuk ilgilenen, yorum yapma ihtiyacı duyan insanların durumu buysa geri kalanını siz düşünün.
Mesela birisi benim geçmişimin kirli olduğunu söylüyor. Bir başkası fotoğrafıma bile bakmadan benim kadın olduğumu zannediyor. Birisi “başka kapıya” diyor.
Dikkat ederseniz hepsi üst perdeden cümleler kuruyor. İşte en tehlikeli nokta burası. Daha cümle bile kuramayan, siyasetten anladığı il başkanına ya da bir milletvekiline yanaşarak selfie çektirmek olan, zihinlerinde ezberlenmiş 4-5 cümleden başka bilgi olmayan insanlar başkalarına haddini bildirmeye, hakaret etmeye çalışıyorsa siyasi kültürün baştan aşağı elden geçirilmesi gerekiyor.
Kibir, üstten bakma, başkalarını hakir görme, ukalalık aşağıdan yukarıya doğru değil yukarıdan aşağıya doğru sirayet ediyor. Yani CK’yi eleştirirken çok doğru bir şey yapmışız. Aslında sadece kendisini eleştirmemişiz kendisini ortaya çıkaran siyasi kültüre de çomak sokmuşuz.
Kalın Sağlıcakla...