Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ali Arslan, “onkoplastik cerrahi” olarak adlandırılan yeni cerrahi tedavi yöntemleri ile meme kanserini tedavi etmenin yanı sıra, kadınların memelerini kaybetme riskini de ortadan kaldırarak yaşam kalitesini yükselttiğini söyledi.
Türkiye’de 10 kadından birini etkileyen meme kanserinin teşhis ve tedavi süreci, hastaları psikolojik olarak olumsuz etkiliyor. Vücudun cinsel kimliğini oluşturan parçasını kaybetme korkusu, kadınları ağır bir depresyon riski ile karşı karşıya bırakıyor. Medicana International Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ali Arslan, onkoplastik cerrahi konusu ve meme kanseri hakkında önemli bilgiler verdi.
“Angelina Jolie’de bu ameliyatı oldu”
Meme kanserinin tedavi sürecinden bahseden Opr. Dr. Ali Arslan, “Eskiden meme kanseri ameliyatlarında memenin tamamı alınmaktaydı. Bu durum hem hastanın beden bütünlüğünü bozmakta, hem de hastada ruhsal bir travmaya yol açmaktaydı. Artık onkoplastik cerrahi sayesinde tümöral kitle, etrafında yeterli genişlikte sağlam doku ile beraber geniş olarak eksize edilmekte, oluşabilecek deformite aynı seansta uygun plastik cerrahi yöntemle giderilmektedir. Bu sayede hem kanser cerrahi olarak tedavi edilmekte, hem de hastanın bedensel bütünlüğü ve kozmetik görünümü korunmaktadır. Bu durum hastanın yaşam kalitesini arttırdığı gibi tedaviye olan uyumunu da arttırmaktadır. Onkoplastik meme kanseri cerrahisi, memede büyük veya yaygın tümörü olan hastalarda geniş meme dokusu eksizyonu sonrası uygun plastik cerrahi yöntemlerle oluşabilecek deformitenin önlenmesi ve memenin kozmetik açıdan düzgün bir görünüme kavuşmasıdır. Yöntem onkolojik cerrahi ve plastik cerrahi yöntemlerinin birleştirilmesiyle uygulanmaktadır. Onkoplastik cerrahi yöntemlerinde cerrahi sonrası oluşabilecek deformitenin engellenmesinde ya hastanın kendi vücut dokuları kullanılmakta ya da memeye bazı implantlar eklenmektedir. Onkoplastik meme kanseri cerrahisi, meme kanseri riski yüksek olan kadınlarda, daha kanser yokken bile uygulanabilmekte ve olası meme kanseri gelişiminin önüne geçilmektedir. Ünlü Hollywood yıldızı Angelina Jolie de bu ameliyatı olmuştur” dedi.
Onkoplastik meme kanseri cerrahisinin amacı hakkında bilgi veren Dr. Ali Arslan, “Bütün meme kanseri cerrahisi yöntemlerinde olduğu gibi burada da amaç; tümörlü dokuyu memeden uzaklaştırmak, nüksü azaltıcı önlemleri almak, hayatta kalma süresini mümkün olduğunca uzatmak ve en önemlisi de memede normal kozmetik görünümü sağlamaktır. Meme kanseri hastası, memesinin tamamını veya bir kısmını kaybedecek olmasından dolayı ruhsal bir travma yaşar. Onkoplastik meme kanseri cerrahisinin önemli bir amacı da uygun kozmetiğin sağlanmasıyla bu ruhsal travmanın minimum düzeye çekilmesidir. Kısacası onkoplastik meme kanseri cerrahisi, onkolojik prensiplere en uygun cerrahiyi yapmayı ve en iyi kozmetik sonucu elde etmeyi hedefler. Güvenli sınırlar ile çıkartılması olanaksız olan veya ciddi deformite oluşturacak olan büyük tümörler, yaygın ductal karsinoma in situ, lobüler karsinoma, multifokal tümörler, neoadjuvan tedaviye kısmi yanıt veya hiç yanıt vermeyen tümörlerde onkoplastik cerrahi uygulanmalıdır. Burada, hastadan geniş bir meme dokusu çıkarılmasına rağmen memenin normal kozmetik görünümü korunmaktadır. Hatta bazı hastalarda eskisinden daha iyi kozmetik bir görünüm sağlanmaktadır. Modern meme kanseri cerrahisinde amaç, meme kanserini tedavi ederken meme kaybına yol açmamaktır. Onkoplastik cerrahi sayesinde bu sağlanmaktadır” diye konuştu.
Tedavi ve değişim sürecine de değinen Dr. Arslan, şunları söyledi:
“Meme kanserinin cerrahi tedavisinde son yüzyılda yaşanan değişimleri; radikal mastektomi, modifiye radikal mastektomi, meme koruyucu cerrahi ve onkoplastik meme kanseri cerrahisi olarak sıralayabiliriz. Seviye-1 rekonstrüktif meme kanseri cerrahisi her genel cerrahi uzmanı tarafından kolaylıkla uygulanabilecek bir cerrahidir. Ancak seviye-2 ve seviye-3 rekonstrüktif meme kanseri cerrahisi için, genel cerrahi uzmanının onkoplastik meme kanseri cerrahisi kursu ve eğitimi almış olması gerekir. Cerrahi sonrası hasta en fazla 2 veya 3 gün hastanede yatırılıp taburcu edilir. Kemoterapi ve radyoterapi gibi gerekli olan ek onkolojik tedavilerini alır. Belli periyotlarla düzenli olarak hekim kontrollerine devam eder.”