Korona günlerinde ruh sağlığına dikkat

Türkiye’de milyonlarca kişi koran virüsüne karşı Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının evde kal çağrısına uyup evlerinden dışarıya çıkmazken, uzmanlar bu süreçte ruh sağlığı için yapılabilecekleri anlattı.

Korona günlerinde ruh sağlığına dikkat

Türkiye’de milyonlarca kişi koran virüsüne karşı Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının evde kal çağrısına uyup evlerinden dışarıya çıkmazken, uzmanlar bu süreçte ruh sağlığı için yapılabilecekleri anlattı.

Uzmanlara göre korona günlerinde ruh sağlığına dikkat etmek gerekiyor. Durumun olağan dışı ve geçici olduğunu kabul etmek sürece uyum sağlamayı kolaylaştırıyor. Endişe duygusunu azaltmak için güvenilir kaynaklardan yeterli bilgiye sahip olmak gerekiyor. Sürekli bilgi almak yerine belirli zamanlarda son gelişmeleri öğrenmek endişe duygusunu azaltıyor. Evde geçen korona günleri daha çok paylaşmak, dinlemek ve anlamak adına yepyeni bir fırsat sunuyor. Kendimizi izole etmek yerine paylaşmayı seçmek yoğun duygularla baş etmeyi de kolaylaştırıyor.

Burtom Özlüce Tıp Merkezi Klinik Psikoloğu Zeynep Oyal, korona virüsün ruh sağlığına etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Oyal, "Tüm dünyada ve Türkiye’de yayılan korona salgınıyla beraber bedensel sağlık için alınması gereken önlemleri okuyoruz, dinliyoruz ve uyguluyoruz. Kriz anlarında bedensel sağlığımızın yanı sıra ruhsal sağlığımızı da göz ardı etmemeliyiz. İnsanların kriz anlarıyla başa çıkmaları birbirinden farklılık gösterebilir. Bazılarımız panik ve endişeyle abartılı önlemler almaya çalışırken, bazılarımız da kayıtsız kalarak inkar etme yolunu seçebilir. Şuan topluma baktığımızda ise kaygı, stres ve korku gibi duyguların hakim olduğunu görmekteyiz. Bugün hepimiz alınan önlemler sonucunda alışkanlıklarımızı bir kenara bırakmak zorunda kalıyoruz. Karantina ve sosyal mesafelendirme uygulamalarıyla beraber alışkın olduğumuz günlük rutinimiz değişiyor. Birçoğumuz zamanının çoğunu evinde geçiriyor ve bu hepimiz için yeni bir şey. Eski alışkanlıklarımız ve günlük rutinimiz hayatın kontrolünün bizde olduğu hissini uyandırırken, şuan içinde bulunduğumuz durum belirsizlik hissine sebep olmakta. Belirsizlik hissiyle beraber geleceğe yönelik planlar yapamıyor veya anlık planlarımızı değiştirmek zorunda kalıyoruz. Bu olağan dışı durumda korku, kaygı, öfke, değersizlik gibi duygular hepimizin ortak hissedebileceği duygular. Peki bu yoğun duyguları yaşarken kendimizi nasıl koruyabiliriz, nasıl daha iyi hissedebiliriz? Öncelikle şuan içerisinde yaşadığımız durumun olağan dışı ve geçici olduğunu kabul etmek bu sürece uyum sağlamamıza yardımcı olacaktır" dedi.

"Güvenilir kaynaklardan bilgi almak endişeyi azaltıyor"

Güvenilir kaynaklardan bilgi almanın endişeyi azalttığını söyleyen Oyal, "Anlık gelişmeleri takip edebildiğimiz bir dünyada yaşamanın hem avantajları hem de dezavantajları var. İnternet, sosyal medya, televizyon gibi bilgi kaynaklarından salgınla ilgili çok fazla bilgiye maruz kalmak kaygımızı attırabilir. Unutmamalıyız ki özellikle sosyal medyada her bilginin doğruluğunu teyit edemiyoruz. Kendinizi hem yanlış bilgiden korumak hem de endişe duygunuzu azaltmak için güvenilir kaynaklardan, yeterli bilgiye sahip olmak size daha iyi gelecektir. Gün içinde haber kaynağından sürekli bilgi almak yerine belirli zamanlarda son gelişmeleri takip etmeye çalışın" diye konuştu.

"İzole etmek yerine paylaşmayı seçmek yoğun duygularla baş etmeyi kolaylaştırır""

Zamanın büyük bir kısmının evde geçirildiği bu süreçte günlük hayatın koşturmasından yapmak isteyip zaman ayrılamayanların yapılabileceğini, ertelenen işlerin bitirebileceğini ifade eden Oyal, "Örneğin uzun zamandır izlemek isteyip vakit bulamadığınız bir filmi izleyebilir, yarım bıraktığınız kitabı bitirebilirsiniz. Aile bireyleriyle zaman geçirebilirsiniz. Birlikte yemek yemek, sohbet etmek, film izlemek gibi aktiviteler daha çok paylaşmak, dinlemek ve anlamak adına yepyeni bir fırsat olabilir. Diğer insanlarla yakın temasta bulunamıyorsak bile imkanlarımız dahilinde teknolojinin de bize yardımcı olduğu ölçüde insanlarla etkileşim kurmak, birbirine temas etmek, ne hissettiğimizi paylaşmak bize iyi gelecektir. Kendimizi izole etmek yerine paylaşmayı seçmek yoğun duygularla baş etmeyi kolaylaştırır. Zevk aldığınız rahatlatıcı aktivitelere yönelebilirsiniz. Evde egzersiz yapabilir, müzikle ve sanatla ilgilenebilirsiniz. Günlük rutininizi devam ettirmek evdeyseniz veya işe gidiyorsanız yeni koşullara göre sabah uyandıktan sonra günün geri kalanında ne yapacağınızı belirlemek belirsizlik hissiyle başa çıkmanızda faydalı olacaktır. Aynı zamanda uyku ve beslenmenize dikkat etmeniz önemli" dedi.

"Kaygı bulaşıcı bir duygu ebeveyni kaygılı olan çocuk bunu hisseder"

Çocukların yanında salgın hakkında konuşulanlara ve izlenenlere özen gösterilmesi gerektiğini belirten Oyal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocukların dünyanın güvenli bir yer olduğuna dair inançlarının oluşması için ebeveynlerinin de mümkün olduğunca sakin kalması önemlidir. Kaygı, bulaşıcı bir duygudur, ebeveyni kaygılı olan çocuk bunu hisseder ve dünyanın tehlikeli ve korkulacak bir yer olduğuna dair inançları oluşur. Bu nedenle, çocukların sizi anlamadığını ya da duymadığını düşünmeyin. Eğer çocuğunuzun davranışlarında, uyku ve iştahında bir değişiklik gözlemlerseniz bu çocuğunuzun endişeli olmasından kaynaklanabilir. Onunla hislerini konuşabilir, eğer soruları varsa onları yanıtlayarak endişelerini azaltabilirsiniz. Çocukları evin içinde oyalamakta zorluk çekebilirsiniz. Bu nedenle,çocuğunuzla beraber yapacağınız birçok etkinlik bu süreci birlikte güçlü bir şekilde atlatmanıza yardımcı olacaktır. Çocuklarınızın yaşlarına uygun aktiviteler hazırlayabilirsiniz. (Beraber kek yapmak, kağıttan kukla yapıp canlandırmak gibi) Kendimizle daha çok baş başa kaldığımız bu süreç yapmak isteyip ertelediklerimiz için bir fırsat ve kendimizi daha iyi tanımak için bir alan açabilir. Şuan hayatımız planladığımız gibi gitmiyor olabilir ama bu durumun geçici olduğunu ve her ne hissediyorsanız yalnız olmadığınızı unutmayın."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER