Korona virüsüne rağmen lösemili çocukların tedavisi sürdüğünü ancak kemik iliği nakli olacak hastaların kök hücre bulunsa dahi enfeksiyon riski açısından iki üç ay sonrasına tedavilerinin ertelendiği belirtildi.
Lösemili çocuklar yararına yaptığı çalışmalarla gündeme gelen Umut ve Yaşam Derneği Başkanı Dr Nimet Baki, aktif tedavi alan lösemi hastalarının düzenli kontrollerinin yapıldığını hatırlattı. Baki "Lösemili çocuklarımızın tedavisi devam ediyor. Aktif tedavi alan hastaların düzenli kontrolleri yapılarak kemoterapi ya da radyoterapi almayı sürdürüyor. Fakat kemik iliği nakil olacak hastalar, kök hücre bulunmuş olsa bile enfeksiyon riski açısından iki üç ay sonrasına erteleniyor. Yine tedavisi bitmiş kontrolde olan hastalarında kontrolleri, Korona virüsü nedeniyle iki ya da üç ay sonrasına randevu veriliyor. Hastanelerde tedavileri sosyal mesafe kurallarına uyularak yapılıyor. Korona virüsü bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde görüldüğü için kanser hastalarının da bağışıklığı düşük olduğundan daha fazla etkilenmiş olabilir. Fakat sigara kullanımı burada son derece önemlidir. Sigara kullanan lösemili hastalarda Covit-19 enfeksiyonu daha ağır seyretmekte ve ölümler daha fazla gözlemlenmektedir” dedi.
"Hastalarımız maddi manevi olarak çok etkilendi"
Yaşanan süreçte hastaların maddi ve manevi olarak etkilendiğini belirten Baki, “Hastalarımız maddi manevi olarak çok etkilendi. Bu dönemde bir çok hasta işsiz kaldığı için derneğimize çok fazla müracaatlar oluyor. Ailelere gıda kolisi hazırlarken çocuklara oyuncaklar ve giysiler gönderiyoruz. Telefonlarına bakıyoruz, bilgilendirmeler yapıyoruz. İhtiyaçlı olan hastalara maddi destekte bulunduk. Türkiye’nin bir çok yerinden maske bulmakta güçlük çeken tedavi alan çocuk hastalarımıza maske gönderdik” diye konuştu.
Korona virüs dünyayı derinden sarsarken, ülkeler salgının önüne geçebilmek amacıyla çeşitli önlemler almaya devam ettiğini belirten Baki, bu süreçte aileler izolasyon çağrılarına uyarak evde çocukları ile birlikte daha fazla vakit geçirmeye başladığını ifade etti.
Baki, öncelikle ailelerin yaşanan salgınla alakalı doğru kaynaklardan bilgi edinmelerini sonra da çocuklarına anlayabilecekleri sadelikte yaşanan bu süreci anlatmaları gerektiği tavsiyesinde bulunarak çocuğun öncelikle yaşanan salgın ile alakalı ne bildiğinin öğrenilmesine dikkat çekti.
Baki, çocuğun, okuldan, televizyondan, arkadaşlarından ya da aile bireylerinden neler duymuş olabileceğin mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini kaydederek ”Çocuklar da belirsizliği sevmezler. Onlara anlayabilecekleri dilde virüsü anlatmak gerekiyor. Mesela inatçı bir ahtapot resmi çizerek bunun ellerimize yapışabileceği, bu minik ahtapotlar yüzünden okullarımıza, işlerimize şimdilik gidemediğimiz ama ellerimizi bol sabunla 20’ye kadar sayarak yıkadığımızda bunlardan kurtulabildiğimiz, bu minik ahtapotun su ve sabundan çok korktuğu anlatılabilir. Ortaokul ve lise öğrencileri bu tip durumlara kısa sürede adapte olabiliyorlar ama daha küçük yaştaki çocuklar oyun, masal ve hikâyelerle bu zor süreçlere daha kolay uyum sağlayıp normalleşebiliyorlar. Hastalıkla baş etmede bağışıklık sisteminin güçlü olabilmesi için yeterli sebze ve meyve, protein alımı, uyku düzeni. D vitamini alımı çok önemli. Özellikle 11 ve 13 arası çocukları güneşli havada balkona çıkarmak gerekiyor” şeklinde konuştu.
Baki, bu süreçte kanserle mücadele eden çocuklara ve ailelere hayırsever vatandaşlar tarafından maddi destek beklediklerini ifade ederek, “Bu zamana kadar bize güvenip destek veren her kişiye ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Herkes bir gün kanser olabilir. Bizler bugün destek olursak, yarın kanser olduğumuzda bizlere destek olanlar birileri olacaktır. Bu dernek bu amaçla vardır. Yardım yapmak isteyenler derneğimize ulaşabilirler” diye konuştu.