Sabah uyandı, görmediğini fark etti; meğer sinsi bir hastalığa yakalanmış

Rahime Akdemir (69) Bir Sabah Uyandığında Bir Gözünün Görmediğini Fark Etti. Ne Olduğunu Anlamayan Kadın, Kör Olduğunu Düşünerek Endişeye Kapıldı. Torbalı İlçesinde Yaşayan Akdemir, Apar Topar Hastaneye Kaldırıldı. Kadın, Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Helvacıoğlu Tarafından Muayene Edildi. Kadının Kısa Sürede Göz Tansiyonu; Yani Glokom Olduğu Ortaya Çikti.

Sabah uyandı, görmediğini fark etti; meğer sinsi bir hastalığa yakalanmış

İzmir’de yaşayan 69 yaşındaki bir hasta, sabah uyandığında göremediğini fark etti ve hemen soluğu hastanede aldı. Muayene olan kadının az kalsın göz tansiyonu nedeniyle gözünü kaybedeceği ortaya çıkarken, yaşlı kadın başarılı geçen ameliyat sonrasında sağlığına kavuştu.

Rahime Akdemir (69) bir sabah uyandığında bir gözünün görmediğini fark etti. Ne olduğunu anlamayan kadın, kör olduğunu düşünerek endişeye kapıldı. Torbalı ilçesinde yaşayan Akdemir, apar topar hastaneye kaldırıldı. Kadın, Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Helvacıoğlu tarafından muayene edildi. Kadının kısa sürede göz tansiyonu; yani glokom olduğu ortaya çıktı.

Sinsi bir hastalık

Dünyada 7 milyon kişiyi kör ettiği bilinen glokomu çok geç fark eden Akdemir, "Görme sıkıntısı çekiyordum; fakat yaşlılıktan diye düşünüyordum. Göz muayenesine gitmeyi ihmal ettim. Bir sabah uyandığımda tamamen göremediğimi fark ettim. Hemen hastaneye gittik. Sol gözüm tamamen kör olmuştu, sağ gözümde de yüksek oranda görme kaybı vardı. Hemen müdahale edildi; sağ gözüm tamamen kör olmaktan kurtuldu. Tedavim devam ediyor, diğer gözümü de kaybetmekten çok korkuyordum. Şimdi daha iyi görmeye başladım" dedi.

"Hastamız bir gözünü tamamen kaybedene kadar görme kaybını fark etmemiş"

Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Helvacıoğlu, sinsi bir hastalık olan ‘glokom hakkında bilgi vererek, "İlerlerken merkez görme korunduğu için kişi görme kaybının farkına varamıyor; çünkü herkesin dikkat ettiği odak noktası ‘karşıyı net görme’ kriteri. İki gözle baktığımız için tek gözde meydana gelen görme alanı daralmasını fark etmemiz çok zor. Bu nedenle mutlaka altı ayda bir hatta mümkünse üç ayda bir, ailede göz tansiyonu olan kişilerin muayeneye gelmeleri gerekir. Göz tansiyonu sınırda giden ya da normal giden kişilerin değişik dönemlerde göz tansiyonlarında yükselmeler olabiliyor ve biz yılda bir kez muayeneye gelindiğinde o yükselmeleri, dalgalanmaları yakalayamayabiliriz. O dönemde göz zarar gördüyse ve eğer hasta bundan beş yıl sonra muayeneye gelirse, bu zaman aralığında göz aşırı zarar görebilir ve glokomda yani göz tansiyonunda görme hücrelerinin kaybı maalesef geri dönüşsüzdür. Hastamız Rahime Akdemir bir gözünü tamamen kaybedene kadar görme kaybını fark etmemiş, düzenli göz muayenesi de olmadığı için sol gözü artık görmüyor. Sağ göze müdahale ettik ve görme kaybını durdurduk" şeklinde konuştu.

Glokom teşhisi koymanın detaylı test ve tetkiklerle mümkün olduğunu ifade eden Dr. Helvacıoğlu, "Glokomda tanı koymak için; Optik Koherens Tomografi (OCT) görme alanı, kornea kalınlığı araştırmalarını yapıyor ve günün değişik saatlerinde göz tansiyonu ölçümü yapıyoruz. Bunun nedeni diyelim ki sabah saat 10.00’da muayeneye geldiniz. Göz tansiyonunuz ölçüldü, sonuç 15 çıktı. Peki akşam üzeri kaç olacak? Acaba öğlen tansiyonunuz kaçtı ya da gece tansiyonunuzda bir iniş çıkış olabilir mi? Nasıl ki kol tansiyonunuz bazen 8-12 bazen, 7-9; bazen 19-20’lere yükseliyorsa göz tansiyonunda da iniş-çıkışlar yaşanabilir. O yüzden eğer bir şüphe varsa mutlaka hastalarımızı sabah saat 9.00’dan akşama kadar belli aralıklarla tansiyon ölçümüne tabi tutuyoruz" diye aktardı.

"Glokom sinsi bir hastalıktır ve kişiler fark edemeden körlüğe sürüklenebilirler"

"Sadece tansiyon yüksek çıktı diye glokom teşhisi koyarak buna tedavi başlamak büyük yanlış olur" diyen Dr. Helvacıoğlu, şöyle devam etti:

"Bu tedavide kullanılan ilaçların yan etkileri var. Glokomda ilk tercih ilaç tedavisi, eğer ilaç tedavisi yetersiz gelirse sonraki tedavi yöntemlerine geçiş yapıyoruz. Buradaki amaç göz içi basıncını belli regüle değerlerde tutabilmek. Bu basınç çok yüksek değerlerdeyse göz arkasında görme siniri üstüne bası uygulayarak, görme sinirinde harabiyete sebep oluyor. Bu harabiyet çevre bölümde daralmaya sebep oluyor. Yavaş yavaş merkeze doğru ilerliyor ve en sonunda sanki anahtar deliğinden bakar gibi çok küçük bir adacık kalıyor yine de kişi karşıyı görmeye devam ediyor. Yani glokomun terminal dönem dediğimiz artık son kör olmaya ramak kala döneminde dahi kişi karşıyı görmeye devam ediyor. Bu nedenle glokom sinsi bir hastalıktır ve kişiler fark edemeden körlüğe sürüklenebilirler."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER