Empati kurmak acı vermeye başladığında hayatında model aldıkların da dâhil hiç kimse için 'Keşke onun gibi olabilseydim' demeyeceğini anlayacak ve senin için kılavuz olacak vicdanını özgür bırakacaksın. Belki de empatinin ve vicdanının gücüyle kendini dünyanın en şanslı insanı olarak göreceksin. Denemeden bilemezsin. Önce hayatına dokunan insanları içsellestirmeyle başlamalı. Ve 'duygularını anlıyorum' demekle yetinilen yüzeysel bir yaklaşımla geçiştirmemeli. Gerçekten içselleştirmelisin. Onun duygularını anlamaya başladığında hissetmeye başlarsın çünkü. En yakınındakinden başlar, tanımadığın insanların dahi duygularını anlamaya onları da içsellestirmeye çalışırken bulursun kendini bir anda.
Herkes muhakkak diğerlerinden daha zor olanı yaşadığını, daha çok acı çektiğini düşünmüştür kimi zaman. Hiç kimse birilerinden daha azının yaşattıklarının belki de lüks denilebilecek üzüntü olduğunu düşünmemiştir çoğu zaman. Ama zaman ilerledikçe başkalarıyla empati kurmaya başladığında ve anlayış gösterdiğinde belki de görünenden çok daha farklı olduğunu anlayabileceksin diğerleriyle birlikte yaşam bütüncülünün.
En son herhangi birine ne zaman haksız ve adaletsiz davrandığını veya davranmış olabileceğini düşündün. Duygudaşlık yapmayıp 'ben kesinlikle kimseye haksızlık yapmam' diyerek doğruyu ve iyiyi yapmaya zorlayan değer yargını, kendi içinde mi katledeceksin saf ve stabil kalmış son kalen vicdanını. Bazen hiçbir şey yapmadan da haksız ve adaletsiz olana destek verebilirsin. Son zamanlarda birbirine karşı anlayışsız ve tahammülsüz bir toplum halini almaya başladık. Ne zaman şiddet, linç, karalama, kötüleme, hakaret etme, yok etme anlayışı bu kadar hâkim olmaya başladı yurdumuzda takip edemedim. Ama bu olumsuzlukları artmasında, kendi kötü amaçları çerçevesinde uygulayan faillerden daha çok bu eylemleri yapanların yaptıklarına pasif kalan en değerli destekleyicilerin katkısı yadsınamaz. Bir düşün; sessiz kalışının yaşatabileceklerinin açabileceği yaranın nasıl derin bir iz bırakacağını, seni dahi etkileyebileceğini en azından bir kez düşün. Ya tüm bu gözünün önünde yaşanılanlar-yasatılanlar ve diğer başka insanlara yapılanlar haksız ve adaletsizse tüm bunlar karşısında sessiz kalan vicdanın nerede yer alacak?
Bu Pazar Günü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için seçime gidiyoruz. Ben diğerlerini bilmem ama oyumu vicdanım hangi adaya oy vermemi isterse o aday için oy kullanacağım. Çünkü her insan da olduğu gibi benim de vicdanımın toplumda bulunan asgari ortalama değer yargılarına göre, adalet, eşitlik, ahlaklı olana göre şekillendiğini bilirim. Lütfen sizlerde oy kullanırken bu kez sadece vicdanınızın sesini takip edin menfaatlerinizin değil. İnanıyorum ki en iyi kılavuz kişinin kendi vicdanıdır ve yanlış yol göstermez. Vicdanın belirlediği tercih; doğru ve iyi olandan, ahlaklı ve adaletli olandan yanadır.
Aklı hür vicdanı hür bir nesilden inanıyorum ki toplumu kutuplaştırmaktan uzak ve vicdanların kabul göreceği bir sonuç ortaya çıkar..