Bugün dağlık Karabağ için Azeri köylerine yapılan Ermeni saldırıları hakkında verilecek eksik bir tepkinin, iltimas ya da taviz olarak algılanacağı sınırındayken, bu cüretkârlığın yarın Nahcivan için de hak iddia etme girişimine dönüşmeyeceğini kimse garanti edemez.
Karabağ için bundan sonra sessiz kalınmamalı, daha köklü ve keskin adımlar atılmalıdır bence. Filistin için yapılan uluslararası fedakârlığı, sınırımız bulunmayan Libya için yapılan girişimleri, Dünya’nın diğer bir ucundaki Myanmar için yakılan ağıtları ve yardımları, Suriye ve Suriyelilere verilen maddi manevi desteği hatırlayıp, bizden ayrı olarak kabul edemeyeceğimiz Azerbaycan’a “tam destek sözünün” sözle sınırlı kalmaması için gereken aktif katılımın milletimizce takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zira uluslararası her hangi bir platformda ülkemizden destek alan tüm bu ülkelerden daha çok yanımızda olan her zaman Azerbaycan’dır. Uluslararası yarışmalarda, anlaşmalarda, başarılarda en az bizim kadar sevinen Azerbaycan’dır. Deprem, sel, çığ her türlü afet ve felakette yardım desteğini sormaksızın herkesten önce imkânı olmasa bile ilk yapan da Azerbaycan’dır. Azerbaycan bizdendir çünkü. Bizler biliriz ki bir Türkiye bayrağı açılmışsa hemen yanında Azerbaycan bayrağı da olacaktır. Kimse yanımızda durmasa, destek vermese ya da tüm Dünya ülkeleri karşımızda dursa bile biliriz ve inanırız ki Azerbaycan yanımızda olacaktır kayıtsız ve şartsız olarak. Katar için aynısını söyleyebilir miyiz örneğin? Ya da her fırsatta dış politika kararlarımızı eleştiren Suudi Arabistan için.
Tüm bunlarla birlikte son olarak da Doğu Akdeniz’de haklı girişim ve çalışmalarımız konusu söz olduğunda Yunanistan’a hak etmediği desteği veren Fransa ve İtalya’nın ülkemize vermeye çalıştıkları gözdağı girişimlerini hatırlayalım. Ülkemize karşı yapılan haksızlık ve uluslararası linç girişimleri güçlü müttefiklerle nasıl meşrulaştırılmaya çalışılmıştı. Doğu Akdeniz’de müttefik olarak gördüğümüz güçlü devletlerin bizi birer birer nasıl yalnız bıraktığını görmedik mi!? Ya da daha önceleri Suriye ve Kuzey Irak’ta müttefiklerimizin ülkemiz aleyhine yaptıklarını hep beraber takip etmedik mi!? Samimiyetsiz güçlü müttefiklerdense, ihanet etmeyecek askeri gücü diğerlerine göre daha zayıf olan ama mert, cesur, samimi insanların oluşturduğu ülkelerin müttefikliği daha gerçekçi faydalar sağlamıştır ve sağlayacaktır ülekemize. Tıpkı Azerbaycan’ın kuruluşundan bu yana ülkemiz lehine göstermiş olduğu duruş gibi. Devletimiz ve milletimiz asla kendisine yapılanı unutmaz. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne zarar veren bir saldırı var ve bu saldırı karşısında güçlü ve samimi müttefiki olan Türkiye kesinlikle sessiz kalmayacaktır.
Bizim gözyaşımız da hüznümüz de bizim sevincimiz de coşkumuz da birbirine benzer, kültür birliğimiz vardır bizim. Biz Azarbaycan’ın yanında olmazsak bugün, kimse yanında olmayacaktır. Türkiye’nin varlığı ve kararları, Azerbaycan’ın varlığının teminatıdır. Hiçbir etnik kökene ya da millete zararı olmayan, kendi topraklarını ve milletini korumaktan başka kaygısı olmayan mazlum ve mahsun bir ülkedirAzarbaycan. Sınırları içerisinde bulunan azınlıklar dahil hiçbir etnik köken arasında ayrım yapmamıştır. Azerbaycan’ın Türkiye’ye yaklaşımı ve bağlılığı samimi ve gerçektir. Azerbaycan her hangi bir ayrıcalık olsa dahi Türkiye’ye sırtını dönmeyecek bir devlettir. Zira Azerbaycan tarihinde ve kültüründe asla kültürümüze ihaneti olmamış bir devlet ve millete sahiptir.Azeri köylerinin işgal edildiği, vatandaşlarına tarifsiz acıların yaşatıldığı, toprak bütünlüğünün yok sayıldığı Ermeni saldırısı en üst düzey şekilde kınanmalıdır. Ve tekrarı yaşanmaması için önceden imzalanan ama uygulanmayan ateşkes ve uluslar arası anlaşmaların devreye sokulması için gerekli girişimler aktif bir şekilde yapılmalıdır.
Zeynep 4 Yıl Önce
Çok güzel yazdınaferin sana