Günümüzün modern tıp dünyasında tedavisi bulunamayan ve birçok çeşidi olan kanser hastalıkları, dünyada en öldürücü hastalıklar kategorisinde.
Ülkemizde de maalesef, her yıl binlerce kanser tanısı konuluyor.
Bu hastalığın en büyük sebeplerinden sigara ve alkol toplum arasında çok yaygın olarak kullanılmaya devam ediliyor.
Kanser hastalıklarının her ne kadar kesin bir tedavisi olmasa da her yıl kanser tanısı konulan birçok hasta, kanseri yeniyor ve iyileşiyorlar.
Hastalığı yenmek kararlılık, azim ve istek gerektiriyor.
Bu nedenle kanser hastalıklarını yenmedeki en önemli etkeni, hastanın psikolojik durumu diyebiliriz.
Kanser hastalarına tanı konulduğu zaman hepsi farklı tepkilerde bulunuyor.
Kimi hastalar kanser olduklarına inanamıyorlar ve bir reddetme sürecine giriyolar.
Kimileri ise öleceklerini ve bir kurtuluşun olmayacağını kabullenip psikolojik bir çöküş içersine giriyorlar.
Özellikle ilk başlarda “neden ben?” tarzında cümleler ile kızgınlık haline giriyorlar.
Daha sonrasında ise bu kızgınlık hali depresyona doğru ilerleyebiliyor.
Kişi depresyonda iken tedavi sürecine girdiğinde ise tedavinin olumlu etkileri en aza inmiş oluyor.
Çaresiz ve isteksiz olan hasta tedavi olmak dahi istemeyebiliyor.
Kanser tanısı konmuş bir kişi psikoloji olarak her yönden çöküşe geçebiliyor.
Hem ölümcül bir hastalığa yakalanmış olmak hem de yaptığı planların alt-üst olması kişinin psikolojini daha da kötü etkiliyor.
Bu etkileri en aza indirmek ve tedavi sürecine iyi bir psikolojik durumla girmek için profesyonal bir destek gerekmekte.
Özellikle tanının konulduğu ilk andan itibaren, yani sürecin en başından bir psikolog tarafından desteğe başlamak çok büyük önem taşıyor.
Böylece hastanın psikolojik durumu kötüye doğru ilerlemiyor ve tedavi sürecine de güçlü bir şekilde giriyor.
Güçlü ve kararlı bir ruh haliyle tedavi olmaya başladığında ise kanseri yenme oranı da artmış oluyor.
Psikolog tarafından direkt destek dışında, yine psikoloğun yönlendirmesiyle hasta “kanser destek gruplarına” da katılabilir.
Burada diğer kanser hastalarıyla iletişim kurulabilir ve çaresizlik, yalnızlık hissi bastırılabilir.
Tedavi sırasında bir başka önemli husus ise hasta, doktor ve aile arasındaki iletişim.
Her biri hastaya destek verdiğinde, psikolojik olarak hasta daha da iyi hissedecektir.